Son dakika hipotiroidi haberleri ile ilgili Posta.com.tr'ye eklenen tüm haberler bu sayfada yer almaktadır. Geçmişte yaşanan hipotiroidi gelişmeleri, bugün yaşanan en flaş gelişmeler ve çok daha fazlası sürekli güncel olan hipotiroidi haber sayfamızda...
Tiroit hastalarının Ramazan ayında ilaçlarını nasıl kullanması gerektiğini belirten Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Temiz, "Tiroit ilacı kullanan hastalar, ilaç tedavileri hekimleri tarafından uygun şekilde düzenlenerek, ilaçlarını sahurda veya iftarda almak kaydıyla oruç tutabilirler" dedi.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sena Arıcı, iki haftadan uzun süren, dinlenmeyle geçmeyen halsizlik ve yorgunluğun; kalp ve damar hastalıkları, anemi, tiroit veya metabolizma hastalıklarına işaret ettiğine dikkat çekerek bu durumda doktora başvurulması uyarısında bulundu.
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Sönmez, "Günümüzde en az obezite ve diyabet kadar sağlığımızı tehdit eden bir başka sorun da dislipidemidir. Kan yağlarının (trigliserit ve kolesterol) anormal düzeylerde olmasıyla karakterize olan dislipidemi, kalp-damar sağlığını hayati şekilde etkiliyor ve çeşitli diğer hastalıkların da önünü açıyor. Dislipideminin erken teşhisiyle kişi sağlığını kontrol edebilir ve en uygun tedavilerle sağlıklı bir yaşam sürebilir. Dislipidemi erken tanınması mümkün, tedavisi kolay bir metabolik hastalıktır. Kandaki yağ oranınızı kontrol ettirmenizde fayda var” dedi.
Sağlıklı kilo almanın yollarını anlatan Uzman Diyetisyen Mısra Beste Köleoğlu, “Sağlıklı kilo alımı, kalori miktarını artırmanın ötesinde bir anlayış gerektirir. Kalorinin kaynağı, sağlığınızı korumanız açısından büyük önem taşır. Fast-food gibi işlenmiş gıdalar yerine, doğal ve besleyici gıdaları tercih etmek bu sürecin temel taşıdır. Örneğin, tam tahıllar, sağlıklı yağlar (örneğin zeytinyağı ve avokado), kaliteli protein kaynakları (et, tavuk, balık, yumurta) ve taze sebzeler, sağlıklı kilo alımı için ideal seçimlerdir” dedi.
KTÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülay Karagüzel, "Doğumdan itibaren tüm çocukların düzenli olarak büyümesinin kontrol edilmesi gerekiyor. Büyüme izlenirken, uzama hızı hesaplanarak büyümenin temposu da değerlendirilebilir." dedi.
Farklı hastalıkların üşüme hissi oluşturabileceğine dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hakani Hazar, “Solunum yolu, mide-bağırsak ve idrar yolu enfeksiyonları, menenjit, hipotiroidi, romatolojik hastalıklar, mineral eksiklikleri, kalp-damar hastalıkları, diyabet, böbrek hastalıkları ve hipotermi üşüme hissi oluşturabilir. Üşüme vücutta yeteri kadar D vitamini bulunmadığında olabilir. Yorgunluk, kemik ve kaslarda güç kaybı, vücut ağrısı, üşüme, uykusuzluk ve yaraların daha geç iyileşmesi görülen semptomlardır” dedi.
Vücut sağlığı için gerekli olan selenyum, farklı besinlerde doğal olarak bulunur. Dengeli bir yaşam tarzının parçası olan bu mineral, çeşitli işlevleri destekler. Sağlıklı bir diyetle alınması önerilir, ancak aşırıya kaçmamak önemlidir.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Karadeniz, çocuklarda iştahsızlık hakkında açıklamalarda bulundu. İştahsızlığın birçok faktörden kaynaklanabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Karadeniz, “İştah kaybı, fizyolojik, psikolojik ve çevresel etkenlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir. Öncelikle, çocukların farklı büyüme evrelerinde iştahları doğal olarak değişebilir. Özellikle ilk 2 yıl, büyüme hızı çok yüksekken, 2-5 yaş arasında bu hız yavaşlar ve buna bağlı olarak iştah da azalabilir. Bu, biyolojik bir süreçtir ve genellikle bir patoloji belirtisi değildir. Patolojik nedenler arasında enfeksiyonlar (örneğin üst solunum yolu enfeksiyonları, gastroenterit), kronik hastalıklar (astım, alerjik rinit, anemi), gastroözofageal reflü, sindirim sistemi bozuklukları ve hormonal düzensizlikler (hipotiroidi gibi) sayılabilir. Ayrıca, bazı ilaçların yan etkisi olarak da iştahsızlık görülebilir” diye konuştu.
Birçok kadının yaşam kalitesini etkileyen önemli bir sağlık sorunu olan hormon bozuklukları, altta yatan farklı birçok hastalığın göstergesi olabiliyor. Kadın Hastalıkları Doğum Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Zeki Salar, adet düzensizliklerinden aşırı kilo alımına, saç dökülmesinden cilt problemleri ve gebe kalamamaya kadar farklı belirtilerle kendini gösteren hormon bozukluklarının kadının fiziksel ve ruhsal sağlığını etkilemekle birlikte yaşam kalitesinin de düşmesine neden olduğunu söyledi. Op. Dr. Salar, zamanında tanı alan tüm hormonal bozuklukların tedavi edilebildiğini, buna karşın tedavi edilmediğinde sorunun kronikleştiğini söyledi.
Doç. Dr. Gülay Ceylaner, "Bebeğin topuğundan alınan bir damla kanla, olası hastalıkların erken tanısını koyarak o çocuğun bütün hayatını değiştirebiliyorsunuz. Bu yüzden de taramaların yapılması-yapılmaması tartışmasını bile kabul edemiyoruz." dedi.
Bazı sağlık sorunları, kabızlığa yol açabilir. Hipotiroidi, irritabl bağırsak sendromu, diyabet gibi durumlar; bağırsak hareketlerini yavaşlatarak kabızlığa neden olabilir. Bunların yanı sıra vücutta bazı değerlerin düşmesi de kabızlığın tetiklenmesine neden oluyor. Peki, hangi değerin düşmesi kabızlığa yol açıyor? Bunu gidermek için hangi besinler tüketilmeli?
Vücut için gerekli bir element olan kolesterolün belirli seviyelerde kalmasının önemini vurgulayan İç Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Özcan Sönmez, beslenme ve yaşam tarzında yapılacak düzenlemelerle kolesterol seviyesinin ideal değerlerde tutulmasının mümkün olduğunu söyledi. Sönmez, “Kolesterol değerleri belirli seviyeler üstüne çıktığında ölüm sebeplerinin başında gelen kardiyovasküler hastalıklar için ana risk faktörlerindendir” uyarısında bulundu.
Tiroit bezi hastalıkları (guatr) ülkemizde sadece Karadeniz Bölgesi’nde değil, tüm bölgelerimizde sıkça görülüyor. Bu durum da iyot ve selenyum eksikliğinden kaynaklanıyor.
Bazı durumların kilo vermenin önünde engel oluşturduğunun altını çizen Diyetisyen Selin Nur Uçar, “Kişinin genetik yatkınlığı, hormonal düzensizlikleri, antidepresan ve kortizol türü ilaç kullanımı, çok düşük kalorili beslenme durumu, kadınlarda menopoz dönemi kilo vermeyi zorlaştırıcı olabilir. Özellikle hipotiroidi, Cushing Sendromu, polikistik over sendromu, insülin direnci, anemi gibi hastalıklar kilo vermeyi engelleyebilen hastalıklardandır” dedi.
Adet döneminde kanama miktarındaki artış ve bunun süreklilik kazanması pek çok sebebe bağlı oluşabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nadire Sevda İdil, rahmin iyi huylu miyomları ve poliplerinin adet sırasında oluşan aşırı kanamanın en sık görülen sebepleri arasında yer aldığını belirterek, şöyle devam ediyor: “Yine genç kadınlarda sık görülen bazı hormonal hastalıklar, örneğin hipotiroidi gibi, adet sırasındaki kanama miktarını arttırabiliyor. Bazı hastalıklar için sürekli kullanılan birtakım ilaçlar (bazı kan sulandırıcı ilaçlar) da aşırı kanamaya neden olabiliyor. Daha ileri yaşlarda ise rahmin iç kısmını döşeyen dokunun kanseri aşırı kanamaya yol açabiliyor”
Huzursuz bacak sendromu yaşayan pek çok hastada altta yatan bir neden bulunduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, “Üremi, demir eksikliği anemisi, B12 eksikliği anemisi en sık görülen nedenler arasında sayılabilir. Ek olarak nöropati, romatoid artrit, diyabet, hipertiroidi, hipotiroidi hastalarında da huzursuz bacak semptomları gelişebilir” dedi.
Yenidoğan bebekten ergenliğe kadar her sağlıklı çocuğun, boy ve vücut ağırlığı gelişimi takip edilmelidir. Çünkü bebekler ve çocuklar, yaşına ve cinsine uygun olarak büyümelidirler. Bebek ve çocuklarda yaşına uygun büyümesi, sağlıklı olmanın önemli bir göstergesidir.
Son yıllarda çocuklarda artan obezitenin ortopedik sorunlara da yol açtığını belirten Op. Dr. Merdan Artuç, femur başı epifiz kayması hakkında uyarılarda bulundu. Artuç, “Ergenlik dönemi sık görülen kalça sorunlarından biri olan femur başı epifiz kaymasında hastalar kasık, uyluk iç yüzü ya da diz bölgesinde değişik derecede ağrı, kalça hareket açıklığında azalma ve topallama yaşayabilir. Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür” dedi.
İyotun, insan sağlığı ve gelişimi için gerekli önemli elementlerden biri olduğunu söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. İrfan Berber, “İyot eksikliğinden kaynaklanabilecek hastalıklardan korunmak için, kişilerin günlük en az 150 mikrogram iyot alması sağlanmalıdır. Diyetle yeterli iyot alınmaması, bağırsakta emiliminin yetersiz olması, emzirme dönemi, aşırı terleme gibi durumlarda vücutta iyot eksikliği gelişebilmektedir” dedi.
Son yıllarda çocuklarda artan obezitenin ortopedik sorunlara da yol açtığını belirten Op. Dr. Merdan Artuç, femur başı epifiz kayması hakkında uyarılarda bulundu. Artuç, “Ergenlik dönemi sık görülen kalça sorunlarından biri olan femur başı epifiz kaymasında hastalar kasık, uyluk iç yüzü ya da diz bölgesinde değişik derecede ağrı, kalça hareket açıklığında azalma ve topallama yaşayabilir. Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür” dedi.
Türkiye'de oldukça sevilerek tüketilen sebzelerden biri brokolidir. Brokoli, insan sağlığına önemli faydalar sağlayan sebze türlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Bu kapsamda pek çok kişi brokolinin faydaları ve zararları nelerdir? Ne işe yarar? İşte, tüm detaylar.
Son yıllarda çocuklarda, bağırsak sorunlarıyla ilgili şikayetler artış gösterdi. Uzmanlar ise bu noktada ailelere uyarılarda bulunuyor. Peki, çocuklarda kabızlığa ne sebep oluyor?
D vitamini, adı vitamin olsa da görevlerine bakacak olursak bütün dokularda görevi olan çok önemli bir hormondur. Yaşamın ilk aylarından itibaren görülebilen D vitamini eksikliği birçok sağlık sorununa neden olabiliyor.
Anne baba olmayı isteyen çiftlerin kurdukları en güzel hayallerden biri, çocuklarını kucaklarına almak, sağlıklı ve mutlu günler için planlar yapmak... Bu hayalin gerçekleşmesi ise her şeyin yolunda gittiği bir hamilelik süreciyle mümkün oluyor. Sağlıklı bir hamilelik süreci için de anne adaylarının hazırlıklarına hamilelik öncesinde başlamaları büyük önem taşıyor.