Gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan temizlik ürünleri, ne yazık ki sağlığımız için bazı riskler taşımaktadır. Son altmış yıl içerisinde yapılan araştırmalar, besin alerjisi, astım ve alerjik rinit gibi hastalıkların artışında bu ürünlerin aktif maddelerinin önemli bir etken olduğunu göstermektedir.
Alerjik hastalıkların artışında genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etkenlerin de önemli bir rol oynadığı ortaya konmuştur. İşte bu çevresel faktörler arasında, günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan deterjanlar ön plana çıkmaktadır. Deterjanlar, cilt ve mukoza bariyerimizi zayıflatmakta, alerjen ve zararlı maddelere karşı doğal savunmamızı tehlikeye atmaktadır.
Deterjanlar, içerdikleri sert kimyasallar nedeniyle deride tahriş ve hasara yol açabilir. Bu, alerjen maddelerin deri yoluyla vücuda girişini kolaylaştırır ve alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebilir. Ayrıca, deterjan kalıntılarının nefes yoluyla alınması, astım ve diğer solunum yolu alerjilerinin tetiklenmesine yol açabilir.
Evlerimizde sıklıkla kullandığımız çamaşır ve bulaşık deterjanları gibi temizlik ürünleri, sodyum dodesil sülfat (SDS) ve sodyum dodesil benzen sülfonat (SDBS) gibi maddeler içermektedir. Bu maddeler, cildimizin koruyucu bariyer fonksiyonunu bozarak alerjik reaksiyonların tetiklenmesine neden olabilmektedir.
Bilimsel çalışmalar, bu kimyasalların derimiz üzerindeki zararlı etkilerini gözler önüne sermekte; deri bariyer bütünlüğünün bozulması sonucunda alerjik hastalıkların ortaya çıkması arasında güçlü bir bağlantı olduğunu belirtmektedir. Deterjanların içinde bulunan kimyasallar, deri bariyerimizde bulunan proteinlerin düzenlenmesini bozduğu ve alerjik proteinlerin üretimini tetiklediği kanıtlanmıştır. Bu durum, atopik dermatit, alerjik rinit gibi hastalıkların yanı sıra besin alerjilerinin gelişimine de zemin hazırlamaktadır.
Ek olarak, restoranlarda kullanılan sanayi tipi bulaşık makineleri, genellikle yüksek sıcaklıkta güçlü deterjanlar kullanarak kısa sürede temizlik sağlarlar. Ancak özellikle deterjanlar yüksek konsantrasyonlarda kullanıldığında, yıkama sonrası tabaklarda, çatal bıçaklarda ve pişirme ekipmanlarında deterjan kalıntıları bırakabilirler.
Bunların kullanımı ile yüksek oranlarda deterjan maruziyeti ile yemek borumuzda ve bağırsaklarımızda deri bariyeri bozularak alerjik yemek borusu ve bağırsak hastalıklarında artış olduğu Alerji ve immünoloji alanında yaptığı bilimsel çalışmalar ile bilime yön veren öncü Türk bilim insanlarımızdan, İsviçre Alerji ve Astım Araştırma Enstitüsü (SIAF) Direktörü Sayın Prof. Dr. Cezmi Akdiş'in yapmış olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir.
Bu bağlamda, özellikle çocukların ve alerjik bünyeye sahip bireylerin kullanımına sunulan deterjanların içerikleri konusunda daha bilinçli olmamız gerekmektedir. Deterjan etiketlerinde yer alan kimyasal bileşenler hakkında farkındalık yaratmak, potansiyel alerjenlere karşı korunmamızı sağlayacaktır. Ayrıca, mümkün olduğunca az kimyasal içeren doğal temizlik ürünleri tercih etmek, alerjik hastalıkların önlenmesinde önemli bir adım olabilir.
Peki günlük hayatımızda deterjanların oluşturduğu bu riskleri nasıl minimize edebiliriz?
- Evde cam ve yerlerin silinmesinde kullanılan deterjanların dozajı azaltılmalı, ve mutlaka arkasından su ile durulama yapılmalıdır. Kullanım sıklığı mümkün olduğunca azaltılmalıdır.
- Temizlik sonrası iyi havalandırma yaparak, solunum yoluyla alınabilecek kimyasalları ortamdan uzaklaştırmak.
- Doğal temizlik maddeleri, örneğin sirke veya karbonat gibi alternatifler ve bitkisel temizleme ürünleri kullanmak.
- Temizlik sırasında deri ile doğrudan teması azaltmak için eldiven gibi koruyucu araçlar kullanmak.
- Kullanım sırasında deterjanların tozunun deriye temasını azaltmak.
- Deterjan ve temizlik maddesi alırken içeriklerini kontrol etmek, zararlı kimyasallardan arındırılmış ürünleri tercih etmek.
- Bulaşık deterjanları çok daha az kullanılmalı ve yıkama sonrası bir kez daha durulanmalıdır. Ayrıca bulaşık makinasının içinden çıkan tabak, çanak da bir kez daha durulanmalıdır. Çamaşır suyu kullanılmamalıdır.
Unutmayalım ki, her ne kadar temizlik bizim için önemliyse de, kullandığımız ürünlerin sağlığımızı tehdit etmemesi gerekmektedir. Bu bağlamda, doğru ürün seçimi ve bilinçli kullanım, hem bizi hem de sevdiklerimizi koruyacaktır. Bilinçli tüketim, sağlıklı nesillerin teminatıdır.