Banu Şen

16 Aralık 2024, Pazartesi 07:00

Tarihin her döneminde çekim merkezi İzmir

İzmir; kadim tarihi, çok renkli kültür mozaiği ve büyüleyici doğasıyla sekiz bin 500 yıldır sanatın, uygarlığın ve bilimin beşiği olmuş. Konumu ve ikliminden gelen avantajı, sosyal yaşamı, kültür sanat etkinlikleri, doğası ve yeme-içme kültürüyle tarihin her döneminde çekim merkezi konumunda. Söylencelere, şiirler, kitaplara güzelliği konu olmuş İzmir… Victor Hugo, “Boynunda kolyesiyle bir prensestir İzmir” diye bahseder. Ancak şehirler büyüdükçe sorunları ve problemlerimde büyüyor. İzmir’in o meşhur körfezi bu sene kirliliği ve kötü kokusuyla gündeme geldi. Çözüm arayışlarına girildi… Bugünlerde ise tarihi bir dip tarama ile körfezin nefes alması ve temizlenmesi bekleniyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay; sosyal olarak adil, ekolojik olarak güvenli, ekonomisi güçlü, ulaşım alt yapısını geliştirmiş, insanların yaşamaktan mutluluk ve huzur duyduğu bir İzmir hedefiyle yola çıktıklarını söyleyerek hem körfez hem de yoğunlaşan trafik ile ilgili geliştirdikleri projeleri konuşuyoruz.

TRAFİĞİ RAHATLATMAK İÇİN YENİ YATIRIMLAR

Başkan Tugay, Büyükşehir Belediyesi'nin kendi kaynaklarıyla yapımını sürdürdüğü Buca Metrosu’nun kent tarihinin önemli yatırımlarından biri olarak öne çıktığını söylüyor. Ulaşım yatırımlarının kent trafiğini rahatlatacağını ifade eden Cemil Tugay, “Dört tünel açma makinesinin (TBM) aynı anda çalışmaya başladığı Buca'da, kazılarda yaklaşık yüzde 38 seviyesine gelindi. 2025 sonunda tünelleri tamamlamayı hedefliyoruz. Buca’nın en uzak mahallesi ile İzmir Körfezi arasındaki ulaşım süresini 20 dakikanın altına düşürecek metro, 13 kilometre uzunluğunda olacak ve günde 400 bin yolcu taşıyacak. 2027 sonunda hizmete açmayı planlıyoruz. İzmir için çok önemli olan bu proje yaklaşık 450 milyon euro. Bu hattın devreye girmesiyle Buca ve İzmir trafiği önemli ölçüde rahatlayacak” diyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM PLANI HAZIRLANIYOR

Dünyada ve Türkiye’de küresel iklim değişikliği ile hızlı nüfus artışı nedeniyle tarımsal üretim miktarı azalırken İzmir’de tarımda da önemli adımlar atılıyor. “Kentsel Gıda Stratejisi Eylem Planı ile Türkiye’ye önderlik etmeye hazırlanıyoruz” diyen Cemil Tugay, çiftçiye desteklerinin süreceğini söylüyor. Proje hakkında bilgi veren Başkan Tugay, “Bu eylem planı ile yerel ihtiyaçlara uygun, çiftçilerin ekonomik olarak sürdürülebilir üretim yapmasına yardımcı olmak üzere tasarlanan tarım politikaları geliştireceğiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi ülke genelinde 2007’de ilk defa kurulan Tarım, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı ve 2014’te kurulan Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı faaliyetleri ile tarım duyarlılığının ön planda olduğunu her zaman kanıtlıyor. Bu kapsamda köylerin kendi dokusuna uygun şekilde korunup kalkınması için eylem planı oluşturulacak, kırsalda yapılaşma baskısı ve rant gibi tehditlere karşı önlem alınması sağlanacak” diye anlatıyor.

‘ARITMA TESİSİNDE ÇALIŞMALAR HIZLANDI’

09 Aralık 2024, Pazartesi 07:00

Mandalina ve turizm cenneti Menderes

İzmir’e 23 kilometre mesafedeki Menderes, yıllar içinde popülerleşse de; doğal dokusunu koruyan nadir yerlerden… 43 kilometrelik sahil şeridinde birbirinden güzel koyları barındıran, tarihin en büyük kehanet merkezi Klaros’un bilinmezliklerle dolu tarihsel hava kattığı Menderes, tam bir turizm ve tarım kenti… Özellikle Ahmetbeyli-Gümüldür ve Özdere sahil şeridi, her bütçeye uygun konaklama alternatifleriyle yerli, yabancı turistlerin uğrak yerlerinden. Görece köyünde ise geleneksel el sanatlarımızdan olan gözboncukçuluğu da tüm canlılığıyla sürüyor. Halkın evlerinde imal ettiği değişik renk ve biçimdeki boncuklar yerli ve yabancı turistlerin de dikkatini çekiyor. Asırlardan bu yana farklı uygarlıklara beşiklik eden Menderes; havalimanına yakınlık, tren istasyonu ve çevre yollarıyla bağlantı gibi turizm için avantajlı özelliklere sahip. Menderes Belediye Başkanı İlkay Çiçek ile hızla gelişen bu doğa harikası ilçe için planladıkları projeleri konuşuyoruz.

MANDALİNAYA COĞRAFİ İŞARET

Menderes’te 15 bin dönüm mandalina bahçesinden yılda yaklaşık 27 bin ton ürün alındığını anlatan Başkan Çiçek, “Gümüldür mandalinası 2020’de coğrafi işaret ile tescillendi” diyerek şu bilgileri paylaşıyor: “Özdere, Gümüldür ve Ahmetbeyli mahallelerinde satsuma mandalina yetiştiriciliği yapılıyor. Bölgenin iklim koşullarına çok iyi adapte olan satsuma mandalinası çekirdeksiz olduğu için Avrupa ülkelerinde de tercih ediliyor. Bölgemizin önemli bir değeri olan mandalinamızı dünyaya tanıtacak adımlar atıyoruz. Bunlardan bir tanesi de Geleneksel Gümüldür Özdere Mandalina Festivali. Bu yıl 16-17 Kasım’da düzenlediğimiz festival; bölge ekonomisine katkı sağlamanın yanı sıra yerel üreticilerin de tanıtımına destek oldu.”

KLAROS DÜNYAYA TANITILACAK

“Menderes’imiz binlerce yıllık tarihe sahip özel bir yer. İlçemiz sınırları içerisinde yer alan ve eski çağların kehanet merkezi olan Klaros da bu özel alanlardan birisi” diyen Çiçek, Klaros’u dünyaya tanıtmak, önemini duyurmak adına etkinlikler düzenlediklerini aktarıyor: “Klaros’un kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber M.Ö.7. ve 6. yüzyıl başında Kolophon’un baş tanrısı Apollon adına inşa edildiği sanılıyor. Dar vadide düz bir alanda bulunan Klaros’taki Apollon tapınağı, bilicilik yeri olmasından dolayı Hellenistik dönemde ve özellikle Roma çağında çok ünlü olduğu tespit edilmiş. Geçen günlerde acenta ve otel sahipleri ile turizm rehberlerinin katıldığı Klaros Bilicilik Merkezi Tanıtım Etkinliği düzenledik. Misafirlerimize ören yerini gezdirerek tarihçesi hakkında bilgiler aktardık. Ege Üniversitesi ve Menderes Kaymakamlığı iş birliğiyle hazırlanan projeyle Klaros Bilicilik Merkezi’nde İzmir’in ilk arkeoparkı oluşturulacak. Değerlerimizi dünyaya tanıtmaya, Menderes’imizi cazibe merkezi yapmaya kararlıyız.”

SAHİLLERDE HEM MAVİ HEM KIRMIZI BAYRAK DALGALANIYOR

02 Aralık 2024, Pazartesi 07:00

Konya'da muhabbet vakti

“Hamdım, piştim, yandım” sözleriyle ömrünü özetleyen Mevlana, 17 Aralık 1273’te, 751 yıl önce güneşin battığı saatlerde ilahi aşkına kavuştu. Onun için ölüm; aşka ve sevgiliye kavuşmaktı. Bu yüzden öldüğü gün asırlardır “düğün gecesi” anlamına gelen “Şeb-i Arus” adıyla anılıyor.

Konya’da her yıl aralıkta Mevlana’nın ölümü ya da “gerçek alemde doğuşu” dolayısıyla Şeb-i Arus törenleri düzenleniyor, farklı millet ve dinlerden binlerce insan Konya’ya geliyor, Mevlana’yı anıyor. Anadolu’nun kültürel başkentlerinden Konya’da düzenlenen Hz. Mevlâna’nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Programı bu yıl 7 Aralık’ta başlıyor.

Hazreti Mevlâna’nın “Muhabbetle acılar bal olur, dertler şifa bulur” sözünün esin kaynağı olduğu bu yılki etkinliklerinin ana teması “Muhabbet Vakti”. Anma törenleri 2016’dan bu yana “Birlik, Kardeşlik, Selam, Vefa, İhsan, İrfan, Dostluk ve Vuslat Vakti” mottoları ile düzenlendi. Bu yıl 11 gün sürecek törenler kapsamında Mevlana Kültür Merkezi’ndeki Sema Ayin-i Şerifleri’ni yine binlerce kişinin izlemesi bekleniyor. Şehirde Sema Ayin-i Şerifi dışında panel, konferans, sergi, konser, tiyatro gösterisi, müzik dinletisi gibi çok sayıda etkinlik hazırladıklarını belirten Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ile kentin kültürel değerlerini ve projelerini de konuştuk.

Anadolu’nun kültürel başkentlerinden Konya’da Hz. Mevlâna’nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Konya ,da Anma Programı 7 Aralık’ta başlıyor.

25 Kasım 2024, Pazartesi 07:00

Doğu’nun en batısında Batı’nın en doğusunda bir dünya mirası Bergama

İzmir’in kuzeyinde 100 kilometre uzaklıkta, Bakırçay Havzası’nda yer alan Bergama, ülkemiz uygarlık tarihinin en eski yerleşmelerinden biri. Şifalı doğal kaynaklarıyla Doğu’nun en batısında, Batı’nın en doğusunda yer alan Bergama; müzik, tiyatro, spor, güneş, çamur gibi doğal tedavi yollarının ilk kez kullanıldığı sağlık kentiydi. Bugün de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Muhteşem doğası ve çam ağaçlarıyla ünlü Kozak Yaylası ve Edremit Körfezi arasında yer alan bölge, Bergama Krallığı ve Roma döneminde en parlak zamanlarını yaşamış. İlçede aşağıdan bakıldığında bile görkemiyle karşınıza çıkan Pergamon Akropolü dünyada eşi bulunan güzellikte…

Dünyanın ilk sağlık merkezi Asklepion ise şifalı sularıyla ünlü. Gezerken bakmaya doyamayacağınız Bergama evleri ve sokakları ise görülmeye değer… Bergama Cumhuriyet döneminde de ilklerin şehri olmaya devam etmiş. Örneğin Mustafa Kemal Atatürk’ün 1937’de başlattığı Bergama Kermesi, Türkiye’nin ilk, dünyanın Fransa’nın Nice kentinden sonra ikinci yerel festivali. 15 Haziran 1919’da ilk işgali kıran kent de Bergama. Tarım, ticaret ve turizm merkezi ilçede madencilik sektörü gelişmiş. Bölgede granit, mermer, altın, perlit ve taş ocakları faaliyette. Doğal kaplıca suları ve su kaynakları da zengin olan Bergama; güzellik ılıcaları, Kozak Yaylası, gelişmiş dokumacılığı ve kilimciliğiyle ünlü.

İLKLERİN ŞEHRİ

Tarih boyunca yerleşim yeri olması, ovalık ve sulak alanlarda yerleşimin yanı sıra yayla kültürü, Yörük ve Türkmen boyların çeşitliliği, Balkanlar’dan gelen göçmenler, tarımsal faaliyetler ve sürdürülen zanaatlar Bergama’nın kültürel yaşamını zenginleştirmiş. Bu eşsiz tarihi ve kültürel mirası koruyarak gelecek nesillere bırakmak istediklerini belirten Belediye Başkanı Prof. Dr. Tanju Çelik ile Bergama’yı konuşuyoruz. “İlçemizi sağlık, tarım ve turizmde hak ettiği yere taşımak en büyük amacımız” diyen Başkan Çelik, sosyal belediyecilik anlayışıyla hayata geçirilen çalışmalarını da anlatıyor.

KENTSEL DÖNÜŞÜMDEN TARİH ÇIKACAK

Bergama’nın yeni bir arkeoloji müzesine ihtiyaç duyduğunu belirten Başkan Tanju Çelik, “Efes Selçuk’un üç katı büyüklüğünde tarihi alanı bulunan Bergama’da kentsel dönüşüm çalışmaları yapılırsa Akropol bölgesindeki evlerin altından tarihi alanlar ortaya çıkacak. Roma döneminden kalma tonozda hala programlar yapılıyor; Şakir Süter Gazetecilik Yarışması ödül töreni de Bergama Tonoz’da gerçekleşti. Yeni çıkan buluntuların sergilenmesi, Bergama Müzesi’nde yer bulamayan eserlerin toplumla buluşması için yeni bir müzeye ihtiyaç var” diyor.

18 Kasım 2024, Pazartesi 07:00

Ölmez ağacın gölgesinde

Zeytin; bir diğer adıyla da “Ölmeyen ağaç...” Doğanın yaşadığımız coğrafyaya sunduğu en önemli zenginliklerden. Akdeniz coğrafyasının gözbebeği. Dünya sağlıklı yaşam için yoğun uğraş verirken, tarım ve gıda için tüm dikkatleri üzerine toplarken, zeytin ve zeytinyağı da bunun önemli sac ayaklarından biri. Durum böyleyken ülkelerin zeytin ve zeytinyağı üretim miktarları, stok miktarları ve talepler strateji belirlemelerinde daha önemli hale geliyor. Ülkemizin zeytin ve zeytinyağı üretim miktarları da sadece iç pazarın değil tüm dünyanın merakla beklediği bir veri olarak öne çıkıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütülen bu yılki zeytin ve zeytinyağı rekolte tahmin sonuçları geçen haftalarda Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nce açıklandı: Türkiye’de bu yılki sayımlara göre 172 milyon meyve veren, 32 milyon 500 bin de henüz meyve vermeyen, toplamda ise 200 milyonun üzerinde zeytin ağacı var. Ağaç sayımız geçen yıla göre 2 milyon civarında arttı.

REKOLTE YÜKSELDİ

Artan ağaç sayısı ve her geçen yıl daha da iyileştirilen tarım uygulamaları sayesinde zeytin rekoltesinde geçen yıllara göre ciddi artış görüldü. Bu sezon 3.6 milyon ton zeytin üretiminin yapılması bekleniyor. Bu bir önceki “var yılı” üretimin yüzde 20 üzerinde ve tarihi bir rekor. Bu zeytinlerin 750 bin tonu sofralık zeytin olarak ayrılacak. Yaklaşık 2 milyon 850 bin tonu ise zeytinyağı üretimine yönlendirilecek. Yağlığa ayrılan bu zeytinlerden de yaklaşık 475 bin ton zeytinyağı elde edilmesi bekleniyor. TÜİK 2023 verilerine göre; yağlık zeytin alanlarının dağılımı iller bazında incelediğimizde ilk beş il; Aydın yüzde 19.3, Muğla yüzde 14.4, İzmir yüzde 12.7, Balıkesir yüzde 11.2 ve Manisa yüzde 7.9 olarak sıralanıyor. Hatay 6.7, Gaziantep 6.6, Kilis ise 4.2. Yağlık zeytinde Ege Bölgesi’nin payı yüzde 65.5 seviyesine ulaşıyor. Sofralık zeytin alanlarının dağılımında ise Manisa yüzde 24.5, Bursa yüzde 19.7, Aydın yüzde 10.2, Mersin yüzde 8.6 ve Hatay’ın yüzde 8.5 pay aldığı görülüyor. Sofralık zeytinde İzmir’in payı ise yüzde 6.9 seviyesine ulaşıyor. İklim ve toprak yapısı zeytine elverişli Diyarbakır’da da üretim her geçen gün artıyor.

TAĞŞİŞE GEÇİT YOK

Balıkesir'in kıyı bölgeleri; Ayvalık, Edremit, Gömeç, Burhaniye, Erdek, Bandırma ve Marmara Adası da önemli üretim merkezlerinden. 1-3 Kasım’da Ayvalık’ta düzenlenen 19. Uluslararası Zeytin, Hasat ve Turizm Festivali’nin markalaşmayı desteklemek adına büyük önem taşıdığını belirten Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, Ayvalık markalarının tanıtıldığı zeytin ve zeytinyağı pazarını oluşturduklarını söyledi. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ise kentin 12 milyon zeytin ağacıyla büyük potansiyele sahip olduğunu ifade ederek, “Tağşiş ve sahtecilikle mücadelemiz devam ediyor” diye konuşuyor.

BERGAMA’NIN EŞSİZ LEZZETİ

78 bin 382 dönüm arazide ekili zeytinciliğin yapıldığı İzmir’in Bergama ilçesinde, yıllık 40 bin tona yakın zeytin üretimi yapılıyor. Hem görüntüsü hem de tadı ile eşsiz yapıya sahip Bergama zeytinyağı çok düşük asit derecesi ile sofraların tercih sebebi oluyor. Bergama genelinde 2.5 milyon civarında zeytin ağacı bulunuyor. Bölge; ekolojik koşulları, toprak yapısı, bulunduğu alan ile zeytin ve zeytinyağında Türkiye’nin en kaliteli bölgelerinden birisi.

11 Kasım 2024, Pazartesi 07:00

Doğanın cömert davrandığı şehir Balıkesir

Bereketli toprakları ve dünyada eşine az rastlanır doğasıyla Balıkesir; ürettiği ekonomiyle Türkiye'de 14. sırada... 50 peynirli şehir, ekmek şehri ve Türkiye’yi doyuran şehir olarak da bilinen Balıkesir zeytinin de başkentlerinden… Kentin bereketli topraklarında; domatesten kavun ve karpuza, fasulyeden salçalık bibere, bamyaya kadar geniş yelpazede üretim yapılıyor. Özellikle sarımsak üretiminde öne çıkan Balıkesir, tahıl ve baklagiller üretiminde kendi ihtiyacını karşılayabilen az sayıdaki ilden biri. Kırmızı et üretiminde de ilk sıralarda olan Balıkesir’de besicilik, önemli bir gelir kaynağı. Beyaz et üretiminde Türkiye ihtiyacının yüzde 20'si karşılanırken dünya standartlarında üretim yapan kanatlı et üretim işletmelerinin önemli bir bölümü de burada. Arıcılık sektörünün her yörede yaygın olduğu kentte yılda bin 600 ton bal üretimi yapılıyor. Türkiye'de yıllık ortalama 750 bin ton süt üretimi ile yine ilk sıralarda. Doğanın Balıkesir'e verdiği en büyük hediyelerden biri ise “zeytin”. Zeytin Riviera'sı olarak görülen Balıkesir’deki 11 milyon zeytin ağacından yıllık ortalama 100-125 bin ton zeytin üretimi elde ediliyor. Bir araya geldiğimiz Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ile turizm ve gastronominin de öne çıktığı projeleri konuştuk. Termal potansiyeline de dikkat çeken Başkan Akın; tam bir geçiş noktası konumunda olan Balıkesir’e fuar merkezi kazandıracaklarını söyleyerek gelecekte tüm dünyanın bu özellikleriyle kenti daha yakından tanıyacağına vurgu yapıyor…

‘CUMHURİYET KÖYÜ’ İLE ÜRETİCİYE DESTEK

Balıkesir’in verimli topraklarında tarım ve hayvancılığın sürdürülebilir olması için göreve gelir gelmez kolları sıvadıklarını söyleyen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, üreticinin kazancını ve ürünlerin katma değerini artıracak ‘Çiftçimize Destek Programı’nı şöyle anlatıyor: "Tarım ve hayvancılığın başkenti Balıkesir’de göreve gelir gelmez üreticinin sofrasındaki ekmeği büyütmek için harekete geçtik. Bu kapsamda; üretimin kaliteli ve verimli bir hale gelmesini sağlayan projeleri bir bir hayata geçiriyoruz. Kırsalda alın teriyle üretim yapan çiftçilerimizin yanındayız. Sürdürülebilir tarım faaliyetlerini artırmaları için üreticilere can suyu olmaya devam edeceğiz. Üretimin kalkınması ve kırsalın gelişmesi adına ‘Cumhuriyet Köyü’ projesini hazırladık. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk; ‘Köylü milletin efendisidir’ derken tam da bunu kastetmiştir. Atatürk’ün Cumhuriyet Köyü hayalini gerçekleştirmek için yola çıktık. Alım garantili sözleşmeli tarım projesinde de önceliği kadın çiftçilerimize vereceğiz. Ayrıca bitkisel üretim, hayvancılık ve gıda konularında da hibe destekli proje başvurularında kadın üreticilere danışmanlık hizmeti verilecek. Böylece Balıkesir’de yapılacak olan yatırımlarda kadının rolü artacak.”

FİZİKSEL ŞİDDETE KARŞI KADINLARA SAVUNMA TEKNİKLERİ ATÖLYESİ

Başkan Akın, kadınların hem ekonomik anlamda hem de fiziksel anlamda güçlenmesi için çalıştıklarını belirterek şunları söylüyor: “Yapılan araştırmalara göre ülkemizde fiziksel şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 38. Bu toplumsal soruna biz de çareler arıyoruz. Sokakta, evde, kısacası hayatın her alanında kendini dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korumak isteyen kadınlarımız için Savunma Teknikleri Atölyesi’ni hayata geçirdik. Kadınların kendilerini dış tehlikelere karşı koruyabilmesini sağlamayı hedefleyen judo kursunda eğitimler başladı. Amacımız; kesinlikle şiddete şiddetle karşılık vermek değil, kadınların fiziksel şiddete karşı kendilerini koruyabilme becerilerini geliştirmek. Onlara ‘Yalnız değilsiniz, yanınızdayız’ diyoruz.”

GENÇLER VE KADINLAR ÖNCELİĞİMİZ

04 Kasım 2024, Pazartesi 07:00

Tuzun başkenti Çankırı

Millî Mücadele Dönemi İstiklal Yolu’nun geçiş güzergahlarından olan Çankırı, ülkemizin kadim şehirlerinden. Temeli Ahilik müessesesine dayanan Yâran geleneğinin sürdürüldüğü Çankırı’da geleneksel kültür hala yaşatılıyor. Hititler başta olmak üzere birçok medeniyete ev sahipliği yapan Çankırı; kültürüne, doğal güzelliklerine ve turistik mirasına sahip çıkan ve dünya turizmine açılan bir kent. Son yıllarda özellikle Çorakyerleri mevkisinde yapılan araştırma ve kazılarda tarih öncesi döneme ait fosillerin bulunduğu bölgenin ilk halkının, Hattiler, Luviler ve Arzavalilar gibi Küçük Asya halkları olduğu biliniyor.

Eski Selçuklu eserlerinden Osmanlı evlerine, camilerden devasa tuz madenine kadar görülecek çok şey var. Çankırı’daki 5 bin yıllık Tuz Mağarası, Hititler’den bu yana nice dönemlerde ana tedarik merkezi olmuş. Osmanlı döneminde, kervanlarla Trabzon limanına ve oradan İstanbul üzerinden Avrupa’ya sevkiyat ve dağıtımı yapılmış. Beş bin yıllık tuz mağarasını Yer Altı Tuz Şehri’ne dönüştüren Çankırı Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen ile rezervi ve kalitesi ile dünyada ilk üçe giren Çankırı’nın beyaz elması hakkında konuştuk. TUZFEST ve hayata geçirdikleri Turistik Tuz Ekspresi ile Yer Altı Tuz Şehri’ni görmeye gelen ziyaretçilerin sayısının her geçen gün artığını söyleyen Başkan Esen, yılda 1.5 milyon ziyaretçi hedefini aştıklarını da müjdeliyor.

TESCİLLİ ÜRÜNLERLE GASTRONOMİ TURİZMİNE DESTEK

Gastronomi alanında da çalışmalar yaptıklarını belirten Başkan İsmail Hakkı Esen, şunları aktarıyor: “Belediyemiz girişimleri ile coğrafi işaret alınarak tescillenen 15 ürün arasında Türkiye’nin sofralarını tatlandıran meşhur kaya tuzumuz da var. Çankırı Cimcik Hamuru Çorbası, Çankırı Ehlibilir, Çankırı Hameyli Tatlısı gibi tescillenen ürünlerimizin sayısını artırmak için çalışıyoruz. Tescillenen ürünlerin kalitesinin korunması için işletmelere denetimler yapıyoruz. Tuz Festivali için şehrimize gelen misafirlerimize tescilli ürünlerimizi de tanıtıyoruz. Günümüzde gastronomi turizmi büyük ilgi görüyor. Çankırı, yöresel üründe çok büyük bir yelpazeye sahip. İlerleyen süreçte bunları gün yüzüne çıkartıp damak tadımızı gelecek nesillere aktarmak istiyoruz. Çankırı’nın damak çatlatan, zengin gastronomi kültürünü yaşatmak için özel bir mekanı restore ettik. Eski Çankırı denilen bölgede kentin sivil mimarisine örnek yapılarından dönüştürülen Yöresel Mutfak ve Kültür Evi, yöresel lezzetleri yerli ve yabancı turistlerin beğenisine sunuyor. Misafirler, yöresel yemeklerin arasında özellikle coğrafi işaretli ürünleri ve sini kahvaltıyı tercih ediyor.”

KAYA TUZU TEMALI ULUSLARARASI FESTİVAL

Çankırı’nın önemli mirasını dünya turizmine açtıklarını belirten Başkan Esen, ağustosta Uluslararası Çankırı Tuz Festivali’nin üçüncüsünü düzenlediklerini belirterek, şunları aktarıyor: “Amacımız Çankırı turizmini hatırı sayılır bir noktaya getirirken dimağımızdaki Çankırı tasvirini hatırlamak, tarihin derinliklerine gömülmüş birçok güzelliğini ve değerlerini tozlu sayfalar içinden çıkartarak yeniden hayata geçirmek. TUZFEST; yöresel ürünler, gösteri ekipleri, yöresel oyunlar, çocuk etkinlikleri, sanat sokağı, yemek yarışmaları, kano yarışları gibi birçok renkli etkinliğe ev sahipliği yaptı. Yerin 150 metre altındaki Yer Altı Tuz Şehri’nde tuzla kaplı yemekler yapılarak konuklara ikram edildi.”

29 Ekim 2024, Salı 07:00

Artık dünyaya yelken açtı

Her şeyin sıcaklığını yitirdiği günümüzde, hikayesi olan markalar öne çıkıyor. O markayı diğerlerinden ayıran ise yolculuk hikayesi oluyor. The Bodrum Cup’ın dünyadaki büyük organizasyonlar içinde en büyük farkının da; Bodrum’da denizciliği, yelkenciliği geliştirip dünyaya anlatmak için yola çıktığı, herkesin bir parça kendinden emek koyarak büyüttüğü, yıllardır aralıksız sürdürdüğü bu samimi hikayesi olduğuna inanıyorum. Yıllar önce Akdeniz’in en büyük deniz üstü organizasyonu olmak için yola çıkan The Bodrum Cup bugün o hedefe ulaşmış görünüyor. Her yıl Bodrum’un Sarı Yaz’ı olarak bilinen zaman diliminin en önemli simgelerinden biri artık. Bu sene 21-26 Ekim arasında 36’ncısı düzenlenen Bodrum’un bu denizcilik markasının şimdiki hedefi ise dünyaya yelken açmak. Dünya çapında yapılacak tanıtım ile yurt dışı pazarına daha fazla açılmak ve Bodrum’un en güzel dönemlerinden biri olan ekimde de sezonun devam etmesini sağlamak. Artık The Bodrum Cup, Akdeniz’in en büyük deniz üstü organizasyonu, Bodrum’un dünyaya adını duyuracağı markası… 37’nciye yelken açtı… Pruvası neta, rüzgarı hep kolayına olsun!

BODRUM’DA YILIN EN GÜZEL ZAMANI

Yelken yarışından çok öte olan The Bodrum Cup’ın doğuşu aslında Bodrum’un denizciliğine, Mavi Yolculuk’la bütünleşmiş guletlerine dikkat çekmek ve yaşatmak amacı taşıyor. Yüzden fazla irili ufaklı guletin ve yelkenlinin Ege’nin mavi sularında yarışı bambaşka bir görsel şölene dönüyor. Elbette The Bodrum Cup sadece bunlardan ibaret değil… Mesajları, sosyal sorumluluk projeleri, sanatsal ve kültürel etkinlikleri, kahraman denizcilere vefa örneği taşıyan anma törenleri ile dev bir deniz üstü festival artık. Bu nedenle de “Yılın En Güzel Zamanı Bodrum Cup Zamanı” diye adlandırılıyor Bodrum’da… Her sene bir mesaj belirlenen deniz festivalinin bu seneki mottosu, “Kazanmaya yelken aç”tı…

DENİZCİLİK GENLERİNE İŞLEMİŞ

Bodrumlular 7’den 70’e değil adeta kundaktan son nefese kadar denizci. Zaten genlerine tarih boyunca bu denizcilik kültürü işlemiş. Tarih boyunca, ikisi kadın olmak üzere, üç ünlü amiral çıkartmış Bodrum… Salamis deniz savaşının Herodot’a göre Pers tarafındaki kahramanlarından I. Artemisia, Rodosluları Bodrum limanında bozguna uğratan II. Artemisia ve Akdeniz’de Hıristiyan rakiplerine korku salmış meşhur Osmanlı reis/amirallerinden Turgut Reis’... Yakın tarihimizde de Bodrum’dan geçen Mavi Yolculuk’un babası Halikarnas Balıkçısı’ndan Sadun Boro’ya pek çok denizcinin ismi bu mavi denizlere yazıldı…

DÜNYADA DAHA FAZLA SES GETİRECEK