Bu haftaki yazımı farklı bir açıdan yazmak istedim. Öncelikle şunu söylemem gerekir ki dünyadaki tüm sigorta şirketleri artık risk olmadan bunu önlemek için çalışmalar yapıyor. Özellikle yangın sigortasında bu çok önemli. Çünkü yangın sigortası yapılacaksa öncesinde risk değerlendirmesi yapılması lazım.
Trafikteki araçlar için de lastiklerdeki diş derinliği ve fren mekanizması kazaların azaltılabilmesi için önlem alınması gereken noktalar. Kişi hataları için yapılacak tek şey ise kurallara uymak ve dikkatli olmak. Emniyet Genel Müdürlüğü trafikte sıkı denetim ve EDS uygulamaları ile bir miktar da olsa trafik kazalarını azaltmayı başardılar. Burada sigorta şirketlerinin de EGM ile dirsek temasının önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum.
‘Bütün önlemleri alacaksak, neden sigorta yaptıralım’ söylemi ise oldukça gerçek dışı bir yaklaşım. Kimse canına veya malına zarar gelmesini istemez. Siz bütün önlemlerinizi alın yine de başınıza bir şey gelirse onu da sigorta şirketlerine havale edin.
SADECE 'ELEKTRİK KONTAĞI' MI?
Son günlerde artan yangınlar için de iki çift sözüm var. İtfaiye teşkilatımızın cefakâr çalışanlarına söylenecek bir söz yok. Fakat zaman zaman geç müdahaleler, hatta yanlış müdahalelerin olduğu konusunda sigorta eksperlerinin iddiaları var. Ben bu yazı ile şuna dikkat çekmek istiyorum.
Sigorta şirketleri nasıl Emniyet Genel Müdürlüğü ile dirsek teması yaparak kaza frekansında bir azalma gerçekleşmişse, İtfaiye teşkilatı ile yapılacak işbirliğiyle yangınlara da erken ve doğru müdahale yapılabilir. En önemlisi yangın sonrası yangının oluş sebebiyle ilgili sadece “elektrik kontağı” dışında bir bulguya ulaşılması sağlanabilir! Hatta eskiden Tulumbacılar ile sigorta şirketlerinin yakın işbirliği içinde olduğu hep konuşulur.