Bayburt’un düşman işgalinden kurtuluşunun 101’inci yıl dönümü etkinlikleri düzenlendi dün. Her zamanki gibi il protokolü etkinlik alanında hazırdı.
Merasim İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Protokol ve halk esas duruşta hep bir ağızdan İstiklal Marşı’nı okudu. Sonra etkinlikler kapsamında tiyatro gösterisi yapıldı. Gösterinin bir sahnesinde yeniden İstiklal Marşı okunmaya başlandı.
Halk yeniden esas duruşa geçti, İstiklal Marşımızı okumaya başladı. Lakin protokolün bu kez istifini bozmaya niyeti yoktu. Zira bir kere zahmet etmiş (!) kalkmışlardı yerlerinden, bir daha hele ki gösteri sırasında İstiklal Marşı okunurken kalkmaya ne gerek vardı?
Hem de öyle biri ikisi değil, valisinden belediye başkanına, garnizon komutanından il müdürüne hiçbiri kılını kıpırdatmıyordu. Olay duyulunca memlekette kıyamet koptu. Bayburt Valiliği dün bir açıklama yaptı. Tam olarak bu hikayeyi anlattı.
“Başında kalktık zaten gösteride niye kalkacakmışız ki” demeye getirdiler. Özrü kabahatinden büyük diye bir laf vardır ya Türkçemizde, tam olarak budur. Oysa anlamadıkları şuydu: İstiklal Marşı bu milletin kurtuluş destanının en kıymetli sembollerinden biridir.
Bu vatanı vatan yapan şehitlerin anısıdır o marş. Bir millet olma hikayemizin temsilidir. Aynı bayrak altında toplanma vesilemizdir. Mecbur olduğumuz için değil, etrafa göstermek için hiç değil; böyle hissettiğimiz için onu nerede, ne zaman, kaç kere duyarsak duyalım ayağa kalkarız biz.
Televizyon karşısında maç seyrederken bile İstiklal Marşı çalıyorsa ayağa kalkarız biz. Hatırlıyor musunuz vaktiyle gece kondu yıkımı sırasında İstiklal Marşı çalıp yıkımı durdurmuşlardı!
Doğrudur çünkü bu vatanın evlatları için o marş çalınca hayat durur. Umarım bu hadise bir ders olmuştur sayın Bayburt protokolüne... Umarım idrak etmişlerdir başında, ortasında, sonunda fark etmediğini...
Daha önce kaç kere kalktıklarını saymadan o marşı her duyduklarında neden kalkmaları gerektiğini... Zira, İstiklal Marşı’na protokol gereği mecburen kalkılmaz. Milli duygularla kalben kalkılır.
SADECE TRANSİT DEĞİL, AYNI ZAMANDA HEDEF ÜLKEYİZ DE!
İçişleri Bakanı dün 2018 yılında ele geçirilen uyuşturucunun toplam değerini açıkladı: 3 buçuk milyar TL! Müthiş bir rakam, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Fakat bu rakamın söylediği çok önemli bir şey var: Eskiden uyuşturucu ticaretinin dünyaya akışında ülkemizin durumunu özetlemek için “transit ülke” derdik. Geldiğimiz noktada görünen o ki artık hem transit hem de hedef ülkeyiz.
Bir yanda terör örgütleri diğer yanda uyuşturucu kartelleri... Allah bu millete, bu devlete güç versin kardeşim. Ne tarafa dönsen hain, ne tarafa baksak düşman!