Doç. Dr. Gökçen ErdoğanCinsel suçları kim ve ne besliyor?
HABERİ PAYLAŞ

Cinsel suçları kim ve ne besliyor?

Her geçen gün artan cinsel suç vakalarıyla sarsılıyoruz. Ortaya çıkan, söylenen kısmı bile bu kadar fazlayken susulan kısmı varın siz düşünün. Cinsel suçlar neden bu kadar yaygın, üstüne düşünme, kalıcı çözüm üretme zamanımız gelmedi mi? Bu durum sadece mağdurları değil, tüm toplumu derinden etkiliyor. İyi ama cinsel suçlarla mücadelede neden yetersiz kalıyoruz? Yasal boşluklar kimlere yarıyor? Taciz ve tecavüz suçluları nasıl ve neden tahliye ediliyor? Bu durumun toplumda yarattığı travmatik etki nedir? Hiç düşündünüz mü üstüne? Çünkü benim adeta uykularımı kaçırıyor. Birilerinde aksi olduğunu düşünmek istemiyorum.

Haberin Devamı

YASAL BOŞLUKLAR VAR

Bu konuyu sık sık birlikte değerlendirdiğimiz meslektaşlarım ve hukukçu dostlarımızla fark ediyoruz ve öğreniyoruz ki gerçekten yasal boşluklar var. Mevcut mevzuatta, cinsel suçların tanımlanması ve cezalandırılmasıyla ilgili birçok yetersizlik bulunuyor. Bu durum, faillerin cezadan kurtulmasına veya hafif cezalar almasına yol açabiliyor. Tecavüzün hafif bir ceza alması büyük bir toplumsal olay olmalıyken hem de. Toplumsal kodlarımıza sitem etmeden geçemeyeceğim. Cinsiyet eşitsizliği, ata mirası gibi. Derin köklere sahip ataerkil zihniyet, kadınları ve çocukları cinsel saldırılara karşı daha savunmasız hale getiriyor. Bu zihniyet, mağdurları suçlama ve susmaya teşvik etme eğilimindedir. Veri eksikliği de bir başka boyut. Bundan kastımız ne biliyor musunuz? Cinsel suçlara ilişkin kapsamlı, gerçekçi ve güncel verimiz yok. Dolayısıyla yetkili makamların etkili çözüm üretecekleri motivasyon da eksik. Üstelik kayıt altına alınamayan çünkü susulan pek çok cinsel taciz ve tecavüz dosyası varken rakamları hep onlarla çarpmak gerek.

SUÇLULAR YARARLANIYOR

Ve gelelim mağdurun, kolluk kuvvetlerine duyduğu güvene. Bizler kocası tarafından dövülünce karakolda kocasıyla barıştırılıp eve yollanan kadınların çocuklarıyız. Evet eğri oturup doğru konuşmak lazım. Kolluk kuvvetlerinin yetersizliği ve mağdurlara yeterince destek sunulmaması, şikâyet ve soruşturma süreçlerini caydırıcı hale getiriyor. Peki buradan kim besleniyor? Evet suçlu! Canla başla mücadele eden güvenlik güçleri yok mu? Elbette var ancak herkesin daha kararlı olması gerek. Bir cinsel suçluyu yakalamak onun ceza almasına yetmiyor maalesef. Bazı durumlarda, taciz ve tecavüz suçluları, yargılama aşamasında iyi halli (iyi hal mahkemede kimseye tecavüz etmemeleri sanırım) tutukluluk indirimi, tahliye kararı veya adli kontrol şartıyla tahliye edilebiliyorlar. Bu durum, mağdurlarda güvensizlik ve korku yaratıyor, suça tekrar maruz kalma endişesini artırıyor. Ayrıca, toplumda adalete olan güveni zedeliyor. Üstelik son yılların infial yaratmış toplumsal olaylarına baktığınızda, faillerin ilk suçları olmadığını ve her nasılsa sokakta olduklarını da göreceksiniz.

Haberin Devamı

TOPLUMSAL DEĞİŞİM ŞART

Dilimizde tüy bitti. Evet olan tam olarak bu. Bizim ön kapıdan soktuğumuzu sistem arka kapıdan çıkaracaksa bunca kadını, çocuğu ve tabii erkeği kim koruyacak? Türkiye’de cinsel suçlarla mücadelede önemli ve kararlı adımlar atılması gerekiyor. Bu sorunun çözümü için sadece yasal düzenlemeler yapmak da yeterli değil. Toplumsal bir değişime ihtiyaç var. Hepimiz bu konuda sorumluluk almalı ve cinsel şiddete karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Çocuklarımızı cinsel tacize, istismara karşı aydınlatmalı, bilinçlendirmeli ve onları bundan utanmak yerine, bununla mücadele edecek bir donanımla yetiştirmeliyiz. Kulak vermeliyiz söylediklerine. Çocukların yalan söyleyecekleri bir alan, bir konu değildir bu. Görmezden gelinen taciz mağdurlarının yıllar sonra bile yaşadıklarını bilseniz inanın başka türlü davranmak aklınızın ucundan bile geçmezdi. Kararlılıktan başka çaremiz yok. Hakkıyla, hukukuyla, öğretmeni, yöneticisiyle, ailesiyle, kamu kurumlarıyla hep birlikte! Sistemin ihmalini bertaraf etmeliyiz. Kimsenin bunu hak etmediğini ve ‘kuyruk sallamak’ diye bir şey olmadığını bilmeliyiz. Hele “Kol kırılır, yen içinde kalır” diyenlere aldırış etmeyin. Böylesi büyük bir suçu, kendi aramızda sessizce eritmemiz suça ortaklık etmekten başka şey değildir. Birilerinin deyimiyle ‘şeytana uyanlara’ merhamet etmemiz gerekmez. İnsanlar hukuka uymalıdır, şeytana değil. Cinsel suçlarla mücadelede topyekûn birlik olmalıyız. Bunu bir anne, bir hekim ve dümdüz bir vatandaş olarak istiyor, bunun için kalemimle savaşıyorum.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder