Bugün size ortak bir deneyimden, benim de yakından tanıdığım ortak bir deneyimden bahsedeceğim; hastalık gerçeği. Hastalık, hayatımızın bir döneminde hepimizi etkileyebilen zorlu bir süreç. Kimisi daha ağır, kimisi daha hafif. Yine de insanın bu deneyimden aldığına, sınıflandırmadan bakmak gerek. Ve hepimiz yeniden hatırlamalıyız ki hastalık sadece bedensel bir rahatsızlık değil, aynı zamanda duygusal bir fırtına. Korku, endişe ve umutsuzluk, bu fırtınanın en güçlü dalgaları olmaya aday ve üstelik çoğu zaman hastalığın kendisinden daha yıkıcı da olabiliyor. Sadece kendimiz değil, yakınlarımız, sevdiklerimiz hastayken de bu böyle. Bazen hastalığın duygusal yükü, önüne çıkanı savurmaya meylediyor ama ayaklarımız yere sağlam basınca, inanın çok daha iyi bir mücadele oluyor. Fırtınayı bertaraf etmek mümkün.
YENİ İLAÇLAR, YENİ TEDAVİLER
Peki, bu fırtına karşısında nasıl direnebiliriz? Nasıl umudumuzu kaybetmeden yolumuza devam edebiliriz bu duygu yoğunluğunda? Mutlulukla belirteyim ki tıp alanındaki gelişmeler gün geçtikçe artıyor ve hızlanıyor. Beş yıl öncesine kıyasla dahi çok daha fazla imkana sahibiz. Her yıl, kendi yeniliğini getiriyor. Yeni ilaçlar, yeni tedaviler ve yeni bakış açılarıyla hastalıklara karşı çok daha etkin mücadele edebiliyoruz. Bu gelişmeler, sadece bilimsel çalışmaların sonucu değil, aynı zamanda hastaların ve doktorların ortak çabalarının bir ürünü. Ve sizin birden çıktığını sandığınız her bir ilaç, her bir yöntem yıllar süren çalışmaların, meşakkatle alınmış birer sonucu.
PROFESYONEL DESTEK ALIN
Unutmayın, tedavi süreci sadece doktorların sorumluluğunda değil. Sizlerin de bu süreçte aktif rol oynamanız çok önemli. Pozitif düşünmek, sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve yeterli uyku, iyileşme sürecinizi hızlandırır. Sağlığınızın el verdiği ölçüde yaşama karışmak ve sevdiklerinize bu konuda destek olmak, olumlu sonuca katkı sağlar. Bazen zor olur, ümitli kalmak. Ruh da beden gibi yardıma ihtiyaç duyabilir. Böyle durumlarda profesyonel destek almanın faydasından kendinizi ve sevdiklerinizi mahrum etmeyin. Çünkü yol uzayabilir, fırtına şiddetlenebilir ama onu yenmek de mümkün, bunu hatırlamaya ihtiyacımız olabilir. Moralinizin yüksek olması, doktorların da elini güçlendiren en önemli etkenlerden biri. Her zaman iyileşiliyor mu, hayır. Ama iyileşeceğine olan inanç tedaviyi artıya geçiriyor mu, evet. İyileşeceğinize olan inancınız, vücudunuzun kendi kendini iyileştirme mekanizmalarını harekete geçirecektir, inanın.
ÇABALAMAYA HER ZAMAN DEĞER
Herhangi bir hastalığı duyduğunuzda onun size galip geldiği düşüncesi de beyninize hücum etmek üzere pusuda bekliyor, bu olağan. Ama o anda bilin ki daha başlangıçta, sonu kabul edemezsiniz. Umudunuz asla yenilmesin. Hayat, zorluklarla dolu bir yolculuk olabilir ancak bu yolculukta yalnız değilsiniz. Aileniz, arkadaşlarınız ve doktorlarınız her zaman yanınızda. Birlikte bu zorlu süreci aşacak ve hayata yeniden tutunacağız. Uzun zaman mücadele ettiği hastalığını, umudunun da yardımıyla yenen bir kadınla vedalaştım bugün. Evine, çocuklarına döndü ve giderken dedi ki; “Ölseydim bile ölmemek için savaşarak ölmüş olacaktım. Bu kendime ve çocuklarıma borcumdu.” Unutmayın, zorluğun ardından kolaylık gelebilir. En karanlık zamanın ardından güneş doğar her gün yeniden. Sabırlı olun, umudunuzu kaybetmeyin ve iyileşeceğinize inanın. Ne olacak bilinmez ama iyi olması için çabalamaya her zaman değer.