Kadın erkek arasında farkın Adem ve Havva zamanından bu yana tartışıldığı bir gerçek. Binlerce yıl geçmesine rağmen çözülemeyen bir bilmecenin belki de çözümü yok. Asla olmayacak hatta olmamalı. Herkes yerini yurdunu bilmeli. Kendi cinsinin özelliklerini çözmeye çalışmalı. Bilmediğimiz bir yaşama gözlerimizi açarken, kim bilir neler hayal ederek geldik bu dünyaya. Hayatımızın üçte biri kendimizi keşfetmekle geçiyor. Daha sonra anlıyoruz ki biyolojik bedenlerimiz eskise de, duygular hep aynı kalıyor. Aslında sonunu bildiğimiz bir masal yaşam yolculuğumuz.
İlk oyuncağımın kırıldığı günü anımsıyorum. Nasılda ağlamıştım. Bana ait, benim olan bir şey ellerimin arasında kayıp gidivermişti. Şimdi de birçok şey gidiyor. En sevdiklerimiz kalbimizi kırarken, yüreğimizi paramparça ediveriyor. Hala gidenin arkasından ağlıyorum. Çocukluğumuzda mahalle arasında oynadığımız oyunlar vardı. Hiç birimiz kaybetmek istemez, birbirimizi kovalardık. Ne ebemiz, ne sobemiz biterdi. Mızıkçılığın bini bir paraydı. Hatta büyük kavgalarımıza ailelerimiz karışırdı da, bizim kavgamız yüzünden birçok komşu birbirine aylarca küs kalırdı. Hala iş hayatımızda ayak oyunlarımız, kırgınlıklarımız bitmiyor. Sadece oyun alanlarımız değişti. Kızlar ve erkekler arasında oyunlarda biraz değişiktir.
Erkek ve kadın arasındaki farkı anlatan hikayeler bitmez. Biz kızların en sevdiği ‘Evcilik oyunu'dur. Belki de kadın olmayı, annelik duygusunu bize evren bu dönemimizde öğretiyor.? Bizce dünyanın en güzel ve en eğlenceli oyunu evciliktir. Amacımız sadece oyun oynamak ve eğlenmek iken farkında olmadan anılar biriktiririz. Üstelik kendimiz adına birçok kazanım elde ederiz. Fiziksel, psikolojik ve zekâ gelişimi olarak evcilik oyunu oynamanın faydaları oldukça fazladır.
Bazıları evcilik oyununu en eğlenceli oyunlar listesine bile eklemeyebilir. Bunun nedenleri arasında cinsiyet yer alabilir. Aslında, evcilik oyunu her iki cinsiyet için aynıdır. Bununla birlikte birçok anne oğluna oyuncak bebek almaz. Çünkü erkek çocuklar sadece araba ile oynamalıdır! Ne yanlış bir düşünce, değil mi? Ancak bu bize doğru gibi gelebilir. Çocuk yetiştirirken tecrübe sahibi olmak için bazen yanlış yapmak gerekebilir. Önemli olan da yanlışları doğruya çevirmektir. Evcilik oynayan çocuk kendini çok daha iyi bir şekilde ifade etmeyi öğrenir. Ne istediğini söyleyebilir ve bir ihtiyacı olduğunda kendisi yerine getirebilir. Böylece özgüveni artmaya başlar ve okuldaki başarı oranı Daha da yükselir.
Sosyalleşmek günümüz çocukları için çok uzak bir kavram. Çünkü onlar tablet, telefon ve televizyon gibi teknolojik alet bağımlısı. İstisna olarak bazıları bu durumdan uzak olabilir. Ancak genel olarak tabloya baktığımızda, her evde ekrandan gözünü alamayan bir çocuk mevcut. Zehir gibi olan zekâlarının bu ekranlar sayesinde gerilemesi ve birçok yeteneğin işlevselliğini kaybetmesi çok acı bir durum.
Dünyanın en güzel oyunu bizler için evciliktir. Bu oyun yaşa, zevke ve birçok faktöre bakıldığında kişiden kişiye değişebilir. Ancak yüzyıllardır oynanılan ve asla bıkılmayan oyunlar arasında yer alır. Günümüzde bu oyuna evcilik oyuncakları da eklenince ortaya yüzlerce farklı oyun çıkabilir. Oyun oynayarak öğrenmenin ne kadar etkili olduğunu bilen bilinçli ebeveynler de çocukları evcilik oyunu oynasın diye onlara bu tarz oyuncaklar almak zorunda olduklarını hissediyorlar.
Maalesef ebeveynlerin, erkek çocuklarını bu oyundan mahrum ederek büyütmesi sonucunda; yetişkin olduktan sonra eşlerinin hayatlarına eşlik edemiyorlar. Kadınları ortak sorumluluklarında yalnız bırakıyorlar. Belki de bu yüzden birçok evlilik ortak ağır yükün altında ezilip kalıyor. Çocukluklarında eksik verilen oyun ödevlerinin faturasını yetişkin olduklarında tam yerine getiremiyorlar. Hep birlikte düşünelim ve şu sonuca varalım: Erkekler bal gibi evcilik oynar arkadaşlar.
Oyun oynarsanız hayat daha eğlencelidir. Roald Dahl