Küresel düzeyde bu kadar çatışma varken ve din ayrılıkları sebebiyle her yerde oluk oluk kan akarken liderlerin daha sorumlu davranması beklenir. Fransa, Almanya, İngiltere ve ABD gibi büyük ülkeleri yönetenlerin yaptığı açıklamalar ve tutumları belirleyici oluyor. Milyarlarca insanın inançlarını ve kutsal sembollerini siyasi çıkar uğruna ayaklar altına almanın kabul edilebilir yanı yok. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, oyların aşırı sağ partilere yönelişini durdurmak için en olmayacak yöntemleri deniyor.
Uluslararası düzeyde infiale yol açan Hazreti Muhammed’le ilgili karikatürleri kamu binalarına yansıtmak anlaşılır değil. Bu akıldışı hamlelerin medeniyetler arasında çatışma yaratacak türden kışkırtıcı girişimler olduğunun söylenmesi gerekiyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en güçlü ve sert tepki veren lider oldu.
Erdoğan, dönemin İspanya Başbakanı ile Birleşmiş Milletler öncülüğünde medeniyetler ittifakı girişiminin eş başkanlığını üstlenmişti. İyi niyetle başlatılan bu girişim Batı’nın ilgisizliği nedeniyle uzun soluklu olamadı. Erdoğan’ın sert çıkışlarını, üst üste gelen hayal kırıklıklarının birikimi olarak okumak mümkün.
Ambargo çağrısı hakkında
Erdoğan’ın Fransız mallarına boykot çağrısı kamuoyunda ciddi yankı buldu, sosyal medyada Fransız markalarının listeleri yayıldı. Cumhurbaşkanı’nın, Türkiye’de yaşanan üzüntü ve tepkiyi Fransa’ya hissettirmeyi amaçladığını düşünüyorum yoksa amacın iki ülke arasındaki ticaretin dibe vurması olduğu kanaatinde değilim. Cumhurbaşkanı çağrısında Türkiye’de herhangi bir katmadeğer karşılığı bulunmayan lüks markaları ve tüketim ürünlerini kastetmiş olabilir.
Pahalı bu ithal ürünlerin satın alınması cari açığın daha da büyümesine neden oluyor. Geçmişte farklı gerekçelerle ABD ve Avrupa arasında da boykot çağrıları yapılmıştı. Siyasi ilişkiler normale döndüğünde ticaret de rayına giriyor. Fransa, Türkiye’de 2002-2019 döneminde en fazla yatırım yapan 9. ülke. Buradan 7.5 milyar dolarlık yatırım gelmiş. Türkiye’de 1500 Fransa kökenli şirket bulunuyor. Türkiye’deki en büyük Fransız girişimi Renault ortaklığıyla Bursa’da faaliyet gösteren Oyak Renault fabrikası. Yaklaşık 7 bin kişinin istihdam edildiği bu dev şirket 1970 yılından bu yana otomobil üretiyor.
Bu sayede şimdiye kadar milyarlarca dolarlık ihracat geliri elde edildi. Türk mühendis ve işçisinin emeğiyle üretilen Clio ve Megane gibi modeller dünyanın her yerine satılıyor. Türkiye’nin en saygın kurumlarından Oyak buradan elde edilen gelirlerle ekonominin diğer alanlarında iş imkanı oluşturan faaliyetlerde bulunuyor. Total de kısa süre önce bu grubun bünyesine katıldı.
Fransa’nın ortağı olduğu Airbus ile Türkiye’nin sivil ve askeri geniş kapsamlı işbirliği var. Fransa kökenli Carrefour da yerli ortağı Sabancı ile perakende sektöründe Türk ekonomisine ciddi katkı sağlıyor. Fransa-Türkiye ticaret hacmi 13 milyar dolar civarında ve denge bizim lehimize. Karşılıklı saygı ve hassasiyetlere özen gösterilmesi temelinde bu ticaretin “kazan kazan” esasıyla çok daha iyi bir seviyeye ulaşması mümkün. MEDEF başta olmak üzere Fransız iş dünyasının bu yönde değerlendirmelerini Paris hükümeti ile paylaşacağı görüşündeyim.