Gazetemizin yıldız röportajcısı Alev Gürsoy Cimin, geçen hafta sonu yine okumaya doyamadığımız bir röportaja imza attı. Konuğu Kamuran Akkor’du. Hayatını, müzik yolculuğunu, assolistlik yıllarını, ve günümüzdeki müzik anlayışını şahane bir şekilde anlatmış Kamuran Akkor. Alev’in “Eskilere özlem duyduğunuz oluyor mu?” sorusuna “Çok özlüyorum. Gazino kültürünün ölmediği o dönemlere dönmeyi isterdim elbette. Ama şimdi de konserler var. O da şık, güzel ama o gazinoların yerini hiçbir şey tutamaz. Ama zamanın ruhuna da uymak gerek” diye cevap vermiş.
Tam da bu röportajı okuduğum günün akşamı Ata Demirer’in Harbiye Açıkhava’daki gösterisine gittim. Gösterinin adı “Ata Demirer Gazinosu.” Ama bir gazinoda değil, konser alanında. Kamuran Akkor’un dediği gibi, zamanın ruhuna uygun. Ata Demirer’in; şahane şarkıları stand-up komedi ile birleştirdiği bu gösteri, gerçekten de 80’lerin gazinolarındaki geniş kadrolu programları aratmıyor. O dönem kadrolarda Türk sanat Müziği’nden bir assolist, bir piyanist şantör, bir hafif müzik (pop) şarkıcısı, bir türkücü, bir komedyen ve bir de dansöz olurdu mutlaka. Demirer, hepsini tek başına yapıyor. Ferdi Özbeğen şarkılarıyla başlıyor, Sezen Aksu şarkıları ile devam ediyor, türkü tadındaki hareketli şarkıları serpiştiriyor, araya giderken sahneye dansçı çıkarıyor, Türk Sanat Müziği’nin en bilinen şarkılarıyla icrasını sürdürüyor. Ve tabii ki en iyi olduğu alanda, komedide gülmekten karnınızı ağrıtacak hikayeler anlatıyor. Ata Demirer ‘zamanın ruhu’nu geçmişten kopmadan, bir kültürü aktararak yakalıyor. Yani önünüze bir masa koyup donatsalar, kendinizi gazinoda hissedeceğinizden hiç şüphem yok. Elbette sahnede teknolojiden yararlanıyor, gösterisini dijital olarak da süslüyor. 3 saat boyunca sahnede kalıyor ama siz bu gösterinin bitmesini istemiyorsunuz. Turnesi bitmeden izlemenizi öneririm.
GÜZEL İNSAN
Almanya’dan gelmiş 19 yaşındaki bir gurbetçi, Bartın’da sokak köpeği ‘Ateş’i silahla vurdu. Bu serseri serbest bırakıldı. ‘Ateş’ veterinere götürüldü. Veterinerin gördüğü şey inanılmazdı. Serserinin sıktığı kurşundan başka, ‘Ateş’in vücudunda 20’den fazla kurşun daha vardı. Köpek, adeta bir hedef tahtası gibi kullanılmıştı. ‘Ateş’in bu hüzünlü öyküsü hayvanseverlerin yüreğini yaktı elbette. Sonra biri çıktı, “Ben” dedi, “Sahipleniyorum Ateş’i. Bundan sonra kalan ömrünü huzur içinde geçirecek.” Bunu söyleyen insan Hande Yener. Lafta da kalmadı, ‘Ateş’ Bartın’dan İstanbul’a getirildi, hayvan rehabilitasyon merkezine yerleştirildi. Hande Yener de yanına gitti, buluştu Ateş ile. ‘Güzel insan’ sözü benim nazarımda, sureti güzel olanlara söylenmez. Kalbiyle, yaptıklarıyla, hayata karşı duruşuyla güzel olan insanlara söylenir. Hande Yener zaten müziğin tartışmasız kraliçesiydi. Bundan böyle benim için insanlığın da kraliçesidir. Hayvansever görünüp sadece tweet atan, Instagram’da paylaşım yapıp, birkaç kilo mama gönderen diğer sanatçıların da yüzü kızarmıştır belki. Hatta kırmızı onlara çok yakışmıştır, ne dersiniz?
OLMAZ BU KADAR
Önceki gün sosyal medyada Kadir İnanır’ın hastalığının nüks ettiği, hatta felç geçirdiği, çok zor konuştuğu ve hastanede kendisini ziyarete gelen Türkan Şoray’ı tanıyamadığı yolunda bir haber yayıldı. Bir televizyon kanalının verdiği bu haber benim de dikkatimi çekti, magazin müdürümüz Suna Akyıldız’a ilettim, olayın ciddiyetini öğrenelim istedim. Suna, ilk iş olarak Türkan Şoray’ı aradı. Şoray, Karadağ’da tatilde olduğunu böyle bir şeyin hiç yaşanmadığını söyleyince haberin de ‘asparagas’ olduğu ortaya çıktı. Bazı magazin haberleri, habere konu olan kişinin verdiği bilgiler ya da çevresinden edinilen duyumlarla yazılır. Örneğin o magazin ünlüsü “Bu ara çok teklif var, ama ben bu sezon dinlenme kararı aldım” der, aslında teklif falan yoktur, iş bekliyordur. Bu bilgiler zararsızdır. Ancak 5 konuda, doğruluğunu kanıtlamadan yazamazsınız ya da televizyonda söyleyemezsiniz. Bunlar; doğum, ölüm, hastalık, evlilik ve boşanmadır. Hadi diyelim ki, Kadir İnanır’ın rahatsızlığı ciddi, sen öğrendin ama teyit etmiyorlar. Peki Karadağ’da tatilde olan Türkan Şoray’ın ziyaretini niye ekliyorsun? Bunu yapan arkadaş habere ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ hüznünü yansıtmak istemiş ama duvara toslamış. Umarım kendisine ders olur.