Ahmet Maranki ilk kez (!) canlı yayındaydı...

Show TV’de sabah kuşağında yayınlanan Sabahın Sedası’nda bir alt yazı geçiyor; “O geliyor, Türkiye’nin Lokman Hekimi Prof. Dr. Ahmet Maranki ilk kez Seda Sayan’ın canlı yayınında”. “Vay anasını” diyorum içimden. İlk kez mi? Çok yakın dönemde hangi kadın kuşağına baksak Maranki hoca hepsinde yer alıyordu. Evet, bildiğim kadarıyla bir süre ara verdi. Nedenini bilmiyorum ama. Şimdi yine ortada. Ama ilk kez değil. Üstelik Kuran’dan astrolojiye, doğal ilaçlardan psikolojiye hemen her konuda bir sözü olan Maranki’nin hâlâ ne profesörü olduğu konusunda bir bilgim yok. “Bir ilk kez olacaksa, bu bilgiyi alaydık bari” diyerek değiştiriyorum kanalı.

[[HAFTAYA]]

Rıdvan hocanın havasından kurtulmalı...

TRT’nin yeni transferleri Ersin Düzen ve Sergen Yalçın bildiğim kadarıyla ilk ciddi sınavlarını önceki akşam oynanan Beşiktaş-Trabzonspor maçında verdi. NTV Spor’da birlikte çalışmanın getirdiği bir rahatlığı sezdim ikilide. Ersin’e laf yok; memleketin en iyi spikerlerinden biri. Ama Sergen Yalçın’ın biraz daha zamana ihtiyacı var gibi... Yorumlarında daha önceki programlarında diline dolanan “sıkıntı var” lafının ötesinde bir gelişme vardı ama sanki Rıdvan Dilmen’in etkisinde kalmış havası verdi bana... Sergen yorumculuk işine biraz daha asılırsa alternatif bir isim olur diye düşünüyorum. Ama tüm o suskunluğu ve tuhaf yorumlarına rağmen ben hâlâ Ömer Üründül’ü arıyorum. Ne yalan söyleyeyim?

YENİ BİR İZDİVAÇ DOĞAR MI?

Petek Dinçöz’ün boşluğunu Davut Güloğlu ve Ece Erken ile doldurmaya çalışan Kanaltürk’ün yeni programı Hayata Gülerken’e takıldı gözüm... Bu haliyle Su Gibi’nin ilk bölümlerini andıran programın bir süre sonra İzdivaç programına dönmek zorunda kalacağını geçirdim içimden. Dilerim olmaz... Bu arada Ece Erken’in Yetenek Sizsiniz’de efsane Michael Jackson dansıyla kitlelerin gönlünü kazanan küçük Kaan Baybağ’a “Büyüyünce ne olmayı düşünüyorsun?” diye sormasını da bir kenara not düşüyorum. Neyse, hayırlı olsun diyelim..

Hayat Bilgisi devam ediyor

Papatyam’da (Star TV) Necati (Metin Akpınar) arabasını satılığa çıkarıyor. Tam da bu noktada modern çağın satış teknikleri devreye giriyor... Malumunuz artık ikinci el araba pazarlarında gün beklemekten ziyade bu işler internet ortamında yapılıyor. Belli siteler var ve satışa koyduğunuz arabanız çok hızlı el değiştirebiliyor. İşte o teknikleri öğrendik önceki akşam Papatyam’da. Ben, hiç bilmeyen bir araç sahibi için önemli bir pazarlama yolu olan internet meselesini önemsiyorum... Her bölümde izleyiciye farklı bir konu hakkında detaylı bilgi veren Papatyam’ı da bu yüzden kaçırmıyorum belki. Öğrenmenin yaşı ve yeri yok artık!

Kilo düşmanları için bire bir

Şallı Tan’ın tv8’de sunduğu Ebruli hakikaten Şişmanlığa Lanet tadında devam ediyor. Kilolarıyla barışık yaşayan ve “Şişman Mutludur” önermesine inananların bir kez bile olsa izlemesi halinde depresyona gireceği tek program sanırım Ebruli. Eğer diyorum, kilolarınızdan kurtulmanın bir irade meselesi olduğunu anladığınız an üstüne bir de Ebruli izlerseniz yüzde yüz garantili sonuç alabilirsiniz... Bu arada uzun süredir ekranda görmediğimi Cem Ceminay’ı izlemek zevkliydi önceki gün. Burçlar ve astroloji meselesinde öyle çözümleri vardı ki, hayatının kalan bölümünü astrolog olarak geçirebilir gibi geldi bana... En azından mevcutlardan daha eğlenceli olacağı kesindir!

Hâlâ şüphem var

Şüphe’de (Kanal D) ışık ve renk değişikliği biraz daha belirgin oldu. Önceki akşam yayınlanan bölümde kasvetli bir ortam yoktu... Ama Şüphe’de asıl sorun, izleyici belli bir yerinden daldığı hikayeye konsantrasyon güçlüğü çekiyor. Bu kimdi, kim kiminle sorunlu diye düşünürken dizi bitiveriyor... Belki uzun yerli dizi alışkanlığımız bu çaresizliğin nedenidir. Şüphe “kısa kes Aydın havası olsun” tarzıyla anlama güçlüğü yaratıyor izleyende. İyi midir, kötü mü; kestiremiyorum şimdilik...

YENİ BİR YARIŞMA

Hakan Hatipoğlu ya da toplumda bilinen adıyla Survivor Hakan, “Soru Bankası” isimli yeni bir yarışma programıyla izleyici karşısına çıkacak. Kanaltürk’ün yeni yarışması öncelikle Hakan yüzünden değil ama içeriği yüzünden çok izlenecek gibi geldi bana. Sorular basit ve üç seçenekli. Yani eğitim hayatımızın başından beri alıştığımız o test sınavı lezzetinde. Ben tanıtımlarındaki sorulara bile takıldım. Hafta içi her gün Kelime Oyunu’ndan (Bloomberg HT) başka izleyecek bir yarışmam daha oldu sanırım!