30 Ağustos

Yarın Zafer Bayramı. 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da zaferle sonuçlanan ‘Büyük Taarruz’un 101’inci yıldönümü. Bu sene 100’üncü yılını kutlayacağımız cumhuriyetin temelini, işte o zaferle nihayetlenen milli mücadele ve Kurtuluş Savaşı oluşturuyor. Bir ulusun kaderinin yeniden yazılmasından söz ediyoruz.

Sorsanız hepimiz biliyoruz bunları. Bu milletin Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde yarattığı mucizeyi. Ama asıl bilmemiz gereken, “Atatürk’ü ve milli mücadele tarihimizi biliyoruz” demekle olmadığı. Bunun yetmediği. Bizim zamanımızda lisede haftada sadece 2 saatti İnkılap Tarihi dersi. Adeta yasak savma kabilinden yer alırdı müfredatta. Bugün de pek farklı değil. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersi, yalnızca ortaokul ve lisenin son sınıfında (8 ve 12’nci sınıflar) haftada 2 saat okutuluyor.

100 yaşına basan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerinin bir toplum bilincine dönüşmesi; sadece okullarda, 4 sene arayla 2 sınıfta, haftada 2 saat ders verilmesiyle mümkün olmayacağına göre iş ailelere düşüyor. Anne, baba ve aile büyüklerinin çocuklarına Atatürk’ü anlatması gerekiyor. Ve büyük dede ve ninelerinin Atatürk’ün liderliğinde yazdıkları tarihi…

Atatürk’ün; Çocuklara verdiği değeri… Gençlere olan güvenini… Kadınlara gösterdiği itibar ve onlara verdiği kıymeti… Atatürk’ün; İslam Dini’ne saygısını ve laiklik ilkesini, “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olamaz” vecizesini, Kurtuluş Savaşı’nda her cephede dize getirdiği emperyalist batı dünyası hakkındaki tespit ve öngörülerini, Misak-ı Milli’yi, Türkiye Cumhuriyeti’nin komşuları hakkındaki görüşlerini, “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini… Bütün bunları anlatmamız gerekiyor çocuklarımıza. Hiçbir şey yapamıyorsak, onlara ‘Nutuk’u okumamız, okutmamız gerekiyor.

Ölümünün üzerinden neredeyse 85 yıl geçmiş bir lideri; savaşta yendiği dünya ‘yüzyılın dehası’ ilan ederken, birilerinin hâlâ karalamaya çalışmasının nedenlerini görmeli, idrak etmeli çocuklarımız. Atatürk’ün sadece askeri bir lider değil aynı zamanda çağının çok ötesinde bir stratejist ve devrimci, vizyoner bir devlet adamı olduğunu anlamalı yeni nesiller. Mustafa Kemal’in ordusuyla birlikte Anadolu’nun bağımsızlığını savunmakla kalmayıp modern Türkiye’nin temellerini atmasının nasıl bir liderlik, hatta deha örneği olduğunu da...

30 Ağustos Zafer Bayramı; Atatürk’ün liderlik yetenekleri, stratejik vizyonu ve dehasıyla birlikte, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesindeki kararlılığını simgeler. 30 Ağustos; Türkiye’nin çağdaş kimliğinin temellerinin atıldığı ve bu milletin birlik, beraberlik içinde her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğini kanıtlayan tarihi bir dönüm noktasıdır. Şükranla anılması ve kıymetinin bilinmesi gereken bir dönüm noktası… Zafer Bayramımız kutlu olsun.