Küçücük bir köy... 10 binden fazla insan toplanmış, yollar tıkalı, Köye giriş-çıkış mümkün değil. Cep telefonları çekmiyor. Şehit cenazesinin yarattığı gergin, hassas bir psikolojik ortam...
Terör örgütüne öfke sloganları yükseliyor farklı noktalardan...
Daha camide, cenaze namazı sırasında, cemaatten homurtular yükseliyor. Bağıranlar, slogan atanlar var. Siyaset kurumuna, siyasetçilere tepki var. Arada, “Teröristleri Meclis’ten atın” türünden sesler geliyor.
Namaz bitiyor... Arkadan yükselen sesler artıyor... Maalesef şehit için helallik bile alınamadan tabut, top arabasına yükleniyor. Ancak, oluşan izdiham sebebiyle top arabası ilerleyemiyor. Kalabalık içinden sesini yükseltenler olunca, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar dönüp öfkeli gruptakilerle konuşuyor. “Sakin olun” diyor.
O sırada Kılıçdaroğlu’nun da içinde yer aldığı CHP heyeti, defin törenine katılmak için kalabalığın içinde kabristan yönüne doğru gidiyor. Hulusi Akar ve komutanlar, defin sonrası aileye taziye ziyareti yapacakları için camiye yakın tarafta kalıyorlar. Ardından da Köy Konağı adı verilen binada bekliyorlar. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, eski bakanlardan Emrullah İşler, MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya ve AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin de orada.
15-20 dakika sonra haber geliyor... Kılıçdaroğlu ve CHP’lilere yönelik tepkinin arttığı, ortamın gerildiği, Kılıçdaroğlu’nun bir evde koruma altına alındığı... Telefonlar çalışmıyor ve bir kilometre uzakta neler olup bittiğine dair sağlıklı bilgi alınamıyor. Ortam sakinleşmeyince, Hulusi Akar ve beraberindekiler yöneliyor gerginlik noktasına. O sırada, Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu evi hedef alan saldırgan grup dağıtılmış, evin çevresi boşaltılmış durumda.
Eylemciler uzaklaştırılmış ama etraf çok kalabalık… Kabristandan dönen insanlar tepelerde… Köylüler, cenazeye katılanlar çevrede…
Akar, zırhlı aracın evin önüne getirilmesi talimatını veriyor, ardından da polis aracının megafonundan çevreye yayılmış kalabalığa hitaben o konuşmayı yapıyor.
AKAR O SÖZLERİNE NE DEDİ?
Ve tüm bunların sonunda Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı aradım. Yaptığı konuşmada tartışma yaratan o iki unsuru sordum Akar’a:
- Sayın Bakan, eleştirilerin odağında köyde “Değerli arkadaşlar” şeklindeki hitabınız var...
- Görüntüler ortada. Oradaki herkes de şahit. “Hemşehrilerim” diye başlayıp “Dinleyin” diyorum, “Değerli arkadaşlar” diyorum. Benim hitap ettiğim köy halkı, Çubuklular… Kadınlar, çocuklar, evlerde, tepelerde, oradaki bütün insanlar. O insanların büyük kısmı şehidimizi toprağa verip gelenler. O konuşma sırasında, evin çevresini saran grup olay yerinden uzaklaştırılmış zaten. Bunu sanki saldırgan kişilere söylenmiş gibi göstermeye çalışmak hem ayıp hem insafsızlık.
- Peki bir de, “Mesajlarınızı verdiniz, tepkilerinizi gösterdiniz” sözü var. Neydi o mesajlar?
- Köye gittiğimiz andan itibaren “Kahrolsun PKK”, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları atıldı. “Tepkinizi gösterdiniz” dediğim bu. Şehit yakınları, köylüler, “Terörü bitirin, şehitlerimizin kanını yerde bırakmayın” dedi. Mesaj “Terörü bitir” mesajıydı. “Bitireceğiz” dedim. “Var gücümüzle çalışıyoruz” dedim. Durum bundan ibaret.
OMUZDAKİ EL
Hulusi Akar ve beraberindekiler eve giriyor. Akar Kılıçdaroğlu’na “Geçmiş olsun” diyor. Kılıçdaroğlu teşekkür ediyor. Birkaç dakika sonra da hep birlikte dışarı çıkıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu asker korumaların arasında zırhlı araca bindiriliyor.
O sırada, CHP Genel Başkanı’nın arkasında koruma müdürü Koray Aslan ile Milli Savunma Bakanı Akar var. Akar’ın eli Kılıçdaroğlu’nun omzunda...
Kılıçdaroğlu’nun bindiği zırhlı araç hareket ederken, Bakan Akar ikinci bir konuşma daha yapıyor çevredekilere hitaben...
ÇOK DAHA VAHİM OLABİLİRDİ
Ankara’nın Çubuk ilçesi, Akkuzulu mahallesinde pazar günü yaşananların görüntülerini izledim, yüzlerce fotoğraf karesini inceledim, olayların içinde kalan birçok kişiyle konuştum. Son söyleyeceğimi en baştan yazayım: Pazar günü Akkuzulu’da yaşananlar vahim. Çok daha büyük, çok acı olayların eşiğinden dönüldüğü de aşikar.