YazarlarKadın cinayeti konusunda asla yapmamamız gerekenler!

HABERİ PAYLAŞ

Kadın cinayeti konusunda asla yapmamamız gerekenler!

Lise öğrencisi Münevver Karabulut’un 2009 yılında Cem Garipoğlu tarafından hunharca katledilmesi bir kez daha gündemde; hem de birçok yönüyle... Katil Cem Garipoğlu’nun kardeşi Sakine Garipoğlu’nun oyuncu Nilperi Şahinkaya ile verdiği poz ve cinayetin detaylarını çağrıştıran görseller paylaşması kamuoyunda tepkiyle karşılandı.

Cezasını çektiği Silivri Cezaevi’nde 2014 yılında intihar ettiği açıklanan Cem Garipoğlu’nun aslında ölmediği, kaçırıldığı iddiaları yeniden alevlendi.

Tartışmalar sürerken, Karabulut Ailesinin, Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması için Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvuru reddedildi. Ailenin avukatı Rezan Epözdemir Anayasa Mahkemesine gideceklerini söyledi.

Haberin Devamı

Toplumsal hafızada derin ve kapanmamış yaralar bırakan Münevver Karabulut cinayeti ile ilgili tartışmalar, ailenin avukatı Epözdemir’in gazeteci Fatih Altaylı’ya yaptığı açıklamalarla başka bir boyuta taşındı. Avukat Rezan Epözdemir’in, Münevver’i canavarca hislerle eziyet ederek öldüren Cem Garipoğlu’nun bu cinayeti hangi gerekçelerle işlediğini anlatırken kullandığı ifadeler antisemitik olmakla ve toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırılıkla suçlandı. Şöyle diyordu Epözdemir: “…burada yargılamanın safhasında bir tartışma oldu. Mayasız ayini. Cezayir asıllı bir aile (Garipoğlu Ailesi) Yahudi kökenli. Osmanlı Imparatorluğu’nda da birçok Yahudi kökenli ailenin infaz edilmesinin bir sebebi buymuş; Mayasız ayini. 18 yaşına gelmiş bir erkek, bakire genç bir kızı katledip rüştünü ispat ediyor. Böyle bir ayin türü var. Dosyada tutanaklara da girdi. Mahkeme bunun üzerinde durdu.”

Yahudi toplumu, Mayasız Ayini’nin gerçek dışı olduğunu, tarihte çok sayıda Yahudinin bu asılsız iddia nedeniyle katledildiğini, bunu yaymanın nefret suçlarına sebep olacağını söyleyerek açıklamaya itiraz etti.

Epözdemir’e ve onun sözlerinin sorgulanmadan haberleştirilmesine, kadınlardan da itiraz vardı. Kadın hareketi aktivistlerine göre, kadın cinayetlerinden bahsederken ve bu olaylar haberleştirilirken ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ni gözeten bir dil kullanılmalı ve şunlara dikkat edilmeli: -Haber kaynağı doğru seçilmeli -Faille empati kurulmamalı -Fail adına bahane üretmemeli -Suç senaryolaştırılmamalı -Teyit edilmemiş spekülasyonlar /bilgiler kamuoyu ile paylaşılmamalı -Yeni mağduriyetler yaratacak söylemlerden uzak durulmalı -Cinsiyetçi klişeler kullanılmamalı -Şiddetin yeniden üretilmesine neden olacak detaylar aktarılmamalı…

Haberin Devamı

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun verilerine göre 2023’ün ilk 6 ayında 194 kadın öldürüldü, 63 kadın ise şüpheli şekilde öldü. Şüpheli kadın ölümlerinin bazıları kayıtlara “yüksekten düşme” olarak geçti. Durum bu kadar vahim. O nedenle seçtiğimiz her sözcük çok önemli! Son sözüm şu: Erkeklerin işlediği kadın cinayetlerinde eğer bir ‘empati’ kurulacaksa, o empati faille ya da bir başkasıyla değil; öldürülen kadınların aileleriyle kurulmalı.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder