Mübarek ramazan ayı başladı. Pandemi koşulları sebebiyle, dini ritüelleri eksik bir ramazan olacak bu yılki. İftar sofraları alışıldık buluşmalardan uzak olacak bu sene. Daha doğrusu olmalı.
Uzman hekimler, kalabalık iftarlardan kaçınılması gerektiğini özellikle vurguluyorlar. Aynı evde sürekli birlikte yaşayan aile üyeleri dışındaki insanlarla bir araya gelinmemesi çok önemli. Gayet yerinde bir kararla, bu sene teravih namazları camilerde kılınmayacak. Bulaşma riskini artıracağından, cemaatin uzun teravih namazlarında bir arada olması uygun bulunmadı. Evet biraz eksik, buruk bir ramazan olacak ama iftar sofraları ve teravih namazlarında alınacak bu tedbirler, dramatik seviyedeki vaka ve ölüm sayılarını geriletmenin yollarından biri.
YARDIM TOPLAMAYA GELENLER
Yardım toplamak için kapıyı çalanlar ise bu sene ramazandan bile önce geldi.
Boynunda eğreti bir yaka kartı, elinde bir makbuz koçanıyla geliyor ramazan fırsatçıları.
Kimi valilikten izinli olduğunu söylüyor ve engelli vatandaşlara yardım için para istiyor, kimi yine engelli çocuklara yardım için kurulmuş bir dernek adına geldiğini söyleyerek çalıyor kapıyı. Genellikle ‘engelli insanlar’ kullanılıyor yani. Yardımlaşma geleneğinin, dayanışma duygularının yoğun olduğu kutsal ay ramazan özellikle seçiliyor tabii.
ANKARA VALİSİ UYARDI
Ankara Valisi Vasip Şahin’i arayıp durumu aktardım. Şahin, çalışma arkadaşlarından konuyla ilgili bilgi aldıktan sonra aradı ve şunları söyledi:
- Bizden (Ankara Valiliği) ramazan ayında yardım toplamak için izin almış bir dernek ya da kuruluş yok. Sadece yardım dağıtmak için sokağa çıkma izni isteyenler olmuş, onlara da gereken izin verilmiş. Ama bu yardım toplamak değil, dağıtmak için…
- Vatandaşlarımız, resmi izinle yardım topladığını söyleyen kişilerden muhakkak kaymakamlık ya da valilikten aldıklarını söyledikleri belgeyi ibraz etmelerini istesinler. Yetki ve yardım toplama izin belgesine mutlaka baksınlar. Şüpheli gördükleri durumlarda bu kişilere itibar etmesinler.
HAYAT BİLGİSİ
Dünden bir anekdot…
İlkokulda, Hayat Bilgisi dersinde, öğretmen mülki idareciler ve yerel yöneticileri anlatırken öğrencilerine sordu:
- Çocuklar, yaşadığınız ilçenin ya da kentin yöneticilerinden biri siz olsanız hangi konuya özellikle eğilirdiniz? Önceliğiniz ne olurdu? Ekran başındaki çocuklardan biri cevap verdi:
- Öğretmenim, ben yönetici olsam, sebze-meyve fiyatlarını düşürmek için çalışırdım. Diğer ihtiyaç maddelerini de ucuzlatırdım. Pandemide her şey çok pahalandı.
Gelinen noktada durum bu. Hayat Bilgisi dersinde bunları söyleyen ilkokul üçüncü sınıf öğrencisi hayata dair bilgisi itibariyle tam notu hak ediyor.
LÜTFEN UNUTMAYIN
Virüsün mutasyona uğramasıyla birlikte;
1. Artık tek maske yetmiyor. Üst üste iki maske takın ve maskelerinizi sık sık değiştirin.
2. Gözetmeniz gereken sosyal mesafe artık bir ya da bir buçuk değil en az iki metre. İnsanlarla aranızdaki mesafeyi iki metreye çıkartın.