Rota yeniden oluşturuluyor

İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK), CHP’nin yerel seçimde iş birliği teklifini reddedince, bir arkadaşım sordu: “İYİ Parti neden böyle yaptı ve şimdi ne olacak?” diye. Ona verdiğim cevap bu yazının başlığındaki cümle oldu.

Yolculuklarda navigasyon kullananlar bilir bu cümleyi. Bir yerden çıkıp başka bir noktaya giderken, yolda, isteyerek ya da yanlışlıkla, belirlenen güzergahın dışına çıktığınızda cihazdan o uyarı cümlesini duyarsınız: “Rota yeniden oluşturuluyor.” Ancak navigasyon uygulamasıyla siyaset pratiğinin temel bir farkı var. Navigasyon kullanarak giderken, yolda rota yeniden oluşturulsa da varacağınız nokta değişmez. Yani farklı yollara sapsanız da sonuçta önceden belirlenmiş hedef noktaya ulaşırsınız. Siyasette ise öyle değil. Siyasette farklı yollardan aynı noktaya varmak neredeyse imkansızdır. Yeniden oluşturulan rotalar, siyasetçiler ya da siyasi partiler için sadece güzergahı değil varış noktasını da değiştirir. Hedef, yolda değişir yani. Tabii eğer, o herkesin yolda değiştiğini sandığı, herkesin yeni diye düşündüğü varış noktası sizin ta en baştan beri asıl hedefinizse o başka!

İYİ Parti 31 Mart 2024 yerel seçimlerine, bütün il ve ilçelerde -kendi tabirleriyle- ‘özü başına’ yani kendi kendine girmeye karar verdi. Her yerde kendi adaylarıyla çıkacaklar seçmenin karşısına. Siyaset bu belli olmaz. Hele Türkiye’de hiç belli olmaz ama bugünden bakıldığında, bu tercihin İYİ Parti açısından bir seçim zaferiyle sonuçlanması mümkün görünmüyor. Üstelik İYİ Parti’nin bu kararı; CHP ile kurulan Millet İttifakı’nın 2019’da kazandığı belediyelerin hatırı sayılır bir kısmının da Cumhur İttifakı’na geçmesi sonucunu doğurursa kimse şaşırmayacak. Yani kendi kazanamamakla kalmayıp, muhalefete kaybettiren olma riski de var İYİ Parti’nin. Bu noktada, Genel Başkan Meral Akşener ve ‘onurlu yalnızlık’ politikasından yana olan kurmaylarını bekleyen bir tehlike var. O da yerel seçimde, İYİ Parti seçmeninin, ‘partisine rağmen’ oy kullanması ihtimali…

Özelde İYİ Parti ve Meral Akşener örneğinden hareketle, genele dair bir not ile bitireyim. Siyasi partilerin başında yer alan politikacılar için iki sıfat kullanırız biz haberciler: ‘Genel Başkan’ ve ‘Lider’. “X Parti Genel Başkanı” ya da “Y Partisi Lideri” gibi. Ben bu noktaya sadece haber metnindeki ifade çeşitliliği diye bakanlardan değilim. ‘Genel Başkan’ ile ‘Lider’ arasında fark var çünkü. Her ‘lider’ genel başkan olur ama her genel başkan ‘lider’ olamayabilir. Bütün siyasi partiler ve siyasetçiler için geçerlidir bu prensip. İYİ Parti’nin içinden geçtiği süreç, Meral Akşener için zorlu bir sınav. Bir liderlik sınavı… Partinin sandıkta alacağı sonuç, Akşener’in ‘genel başkan’lıktan ‘lider’liğe terfi edip edemeyeceğini de belirleyecek.