Giriş
“Türkiye değişmez” diyen Batı basınında, 23 Haziran sonuçlarından sonra bir hareketlenme başladı. Dün Avrupa basınının ana gündem konularından biri Türkiye'ydi. Ünlü İngiliz gazetesi The Guardian’ın seçimler konusundaki makalesinin başlığı şöyle: “Bütün gözler Erdoğan’da. Muhalefet İstanbul’daki büyük zaferin ardından, Erdoğan'ın yeni hamlesini bekliyor.”
Diğer İngiliz gazetesi The Times’ın Türkiye yorumunun başlığı ise, “İstanbul’u kaybeden Erdoğan’a reform çağrısı...” İspanyol El Pais gazetesi, seçimlerin Türkiye’de gerilimi azalttığını, umut yarattığını ve bunun sonucu olarak (bir İspanyol şirketi tarafından satın alınan) Garanti Bankası’nın hisselerinin değer kazandığını yazdı. Avusturya'nın önde gelen gazetesi “Die Krone”deki bir okur yorumu ise, Türk seçmenlerin Avusturyalı seçmenlere kıyasla daha cesur ve değişime daha iştahlı olduklarına dikkat çekti.
Erdoğan, merakla beklenen konuşmasında, 1. İmamoğlu’nu bir kez daha kutladı. İlişkileri yumuşatmaya yönelik bir dil kullandı. 2. “Milletin tercihine saygılı olduklarını” söyledi, “Bizde millete küsmek ve milleti suçlamak yoktur. İstanbul halkının kararının başımız üstünde yeri var” dedi.
Ardından “31 Mart’ın kazananı bizdik” diyerek taraftarlarına moral vermeyi tercih etti. İmamoğlu ile birlikte çalışma konusunda makul bir yaklaşım içinde olduğu söylenebilir. Erdoğan'ın havası, seçim meydanlarındakinden farklıydı. Gerilime niyetli olmadığı görülüyordu.
Kılıçdaroğlu
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun enerjik konuşmasının içerdiği kritik noktaysa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tarafsız olmaya çağırmasıydı. “Eğer, bu konuda ısrarlıysa halka başvuralım, Cumhurbaşkanı tarafsız mı olsun, partili mi olsun diye referandum yapalım,” dedi. CHP'nin önümüzdeki dönemdeki ana konularından birini Cumhurbaşkanının tarafsızlığı olacağını görüyoruz.
Kılıçdaroğlu, dünyada rejimin geleceğinden endişelenen bir birikim oluştuğunu, son seçimle bu konudaki endişe bulutlarının dağılmaya başladığını ifade etti. Türkiye’nin bir demokrasi sınavını başarıyla atlattığını dile getirdi.
Şimdilik sakin
Her iki liderin konuşması da sertlik içermiyordu. Kılıçdaroğlu'nun vurguları daha çok özgürlükler üzerineydi. Önceki gün başlayan “Gezi davası”na atıf yaptı. Osman Kavala'nın ve Yiğit Aksakoğlu’nun haklarındaki iddiaların inandırıcı olmadığını belirterek, serbest bırakılmaları çağrısında bulundu.
Erdoğan seçimlerle ilgili ayrıntıya girmedi. Önümüzdeki günlerde parti yönetimini toplayacak ve bir değerlendirmeye gidecek.
Yol haritası belli ki yeniden belirlenecek.
Batı medyasının ilgisinin giderek daha da artmasını bekleyebiliriz.
