Geçen haftayı İspanya’nın güneyinde geçirdim... Dünya sosyetesinin favori tatil rotalarından biri olan Marbella’daydım. Bu benim Marbella’ya ilk gidişim. İşin açıkçası arkadaşım çocuğunu yaz okulu için oraya yollamasa ve orada bir ev tutmasa, bu şahane tatil bölgesinden haberim bile olmayacaktı. Oysa İspanya’nın bu popüler tatil yeri; European Best Destinations (EBD) tarafından, 2024 yılında ‘Avrupa’da ziyaret edilecek en iyi turizm şehirleri’ arasında birinci olmuş. Tabii ki burayı da bizden önce keşfeden yine Araplar! Arap prenslerin yazlıklarının olduğu bu bölge, Avrupa jet sosyetesinin de çok sevdiği bir yer aynı zamanda. Dolayısıyla çok kültürlü bir yer. İlk bakışta Küçük bir Dubai ya da Miami havası var ama yüksek binalar, şatafat falan yok. Tam tersine; beyaz ağırlıklı yapılar, sade, samimi, yormayan bir lüks var. Benzerlik ise, genelde otellerin içindeki müthiş restoranlardan ve gece hayatından kaynaklı. Çok şık, çok renkli, çok havalı bir gece hayatı var. Ve evet sorunuzu duydum; burası pahalı bir şehir. Dolce Gabbana, Dior, Fendi gibi markaların plajlara adını vermesi, Coya, Cipriani gibi ünlü mekanların buraya havalı birer şube açması boşuna değil; büyük bir potansiyel olmasından.
* * *
Endülüs’ün Malaga bölgesine bağlı küçük bir kasabayken, 70’lerde Puerto Banus isimli marinanın yapılması, Marbella’yı başka bir noktaya taşıyor. Marinada dünyanın en ünlü markalarının dükkanları var, en lüks otomobiller geçit töreninde ama hiçbir şatafat yok! Her şey çok mütevazı. Lüks olan her şey duvarların ardında. Dünyanın en önemli golf merkezleri de burada. Sert bir iklimi olmadığı için yaz kış turist ağırlayan Marbella’ya golf meraklısı zengin turist de akıyor. Mesela dünyanın en zengin iş adamlarından Adnan Kaşıkçı’nın, zamanında av köşkü olarak kullandığı malikanesinin de olduğu La Zagaleta, bugün ultra zenginlerin villalarının olduğu bir golf kulübü. Bu devasa arazide Putin’in de evi var, Amerika’nın en ünlü teknoloji devlerinin de. Anlayacağınız burada da zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor.
Burada plajlar herkesin!
İspanya’nın en popüler tatil yerlerinden biri olan Marbella, Malaga Havalimanı’ndan 45 dakika uzaklıkta. Türk Hava Yolları da, Malaga’ya günde iki sefer düzenliyor. Tarihi binaları, sanat galerileri, otantik restoranları ile herkese hitap eden bu kentin en popüler kısmı ise elbette sahil şeridi. 60’dan fazla plaj var şehirde ama beach magandalığı yok! Plajlar herkese açık. İsterseniz plaj işletmelerinden şemsiye ve şezlong kiralıyorsunuz (Yerine göre 10 Euro’ya da var, 100 Euro’ya da) isterseniz havlunuz, sandalyenizle kumlara yayılıyorsunuz. Yani sahilin ön kısmı halkın! Bizdeki gibi ‘yassah hemşerim’ mantığı yok. Okyanus akıntılarından dolayı deniz çok soğuk; Bozcaada denizi gibi desem yeridir. Mikonos gibi plaj restoranlarında uzun uzun oturmak ve şahane deniz ürünleri yemek mümkün. Uber hizmeti ile de ulaşım çok rahat. Daha ne olsun! İşin aslı Marbella’nın tadını çıkarmak için 1 hafta bile az ama bir dahakine diyelim.
Olimpiyat formaları sorunu
Fransa’nın başkenti Paris’te 26 Temmuz- 11 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek 33. Yaz Olimpiyatları, Seine Nehri üzerindeki geçiş töreni ile başladı. Olimpiyat oyunları tarihinde ilk kez bir açılış töreni, stat dışında yapıldı. Ben törenin başladığı saatte uçaktaydım, detayları sosyal medyadan takip edebildim. Anlaşılan o ki, olay yerinde olup izleyenler pek tatmin olmamış çünkü yağmurlu hava ve küçük ekranlar olayın tadını çıkarmalarına engel olmuş. Ancak evde tv’den izleyenler, büyülü anları kaçırmadıkları için büyülenmiş durumda. Ünlü sanatçılardan şovların yer aldığı, ev sahibi Fransa’nın tarihi ve kültürel zenginliklerinin sergilendiği, sporcuların meşaleyi taşıdığı geçiş töreninde Türkiye’nin gururu milli sporcular da yerlerini aldı malum. Bu arada Türkiye, olimpiyatlara toplamda 101 sporcu yolladı ve Türkiye’yi temsil edecek isimlerden beklentimiz büyük. Umarız başarılarla dönerler ülkeye ama bu kadar gurur duyduğumuz isimlerin giydiği kıyafetler hayal kırıklığı yarattı. Sosyal medyada da epey eleştirilen tasarımlar, pijamaya benzetiliyor. Haklılık payı var maalesef, Vakko tasarımı kıyafetler biraz fazla basit kalmış. İnşallah gençlerin başarısıyla bu açığı kapatırız diyelim; ne diyeceğiz başka?
Gör bak; Turkey has it all!
Kerem Bürsin, son zamanların en revaçta reklam yüzü. En son Türk Hava Yolları reklamında oynadı malum. Rol gereği de, dünyanın farklı farklı yerlerinde markaya reklam filmi çekmek isteyen yönetmene “Turkey has it all” diyor. Yani; Türkiye’de hepsi var, her şey var, reklamı Türkiye’de çek. Güzel reklam, ben çok beğeniyorum, uçuşlarda sık sık gösteriliyor. Neyse, geçenlerde bir derginin kapağına karın kaslarıyla poz veren Kerem Bürsin’i, Chris Hemsworth’e benzetmiş bir sosyal medya hesabı, soruyor: “Onlarda Chris Hemsworth bizde Kerem Bürsin midir?” diyerek. İrem Derici de altına şu yorumu yazmış; “You see, Turkey has it all!” Çok güldüm. Çok zekice ve çok yerinde bir yorum. Yani diyor ki; karşılaştırmaya gerek yok, bizde her şey var. Haklı mı? Çok haklı. İrem Derici çok yaşa sen.