Pandemiyi fırsat bilip sağlığına dikkat eden, iyi beslenen, sporunu yapan, kilo veren o muazzam insanları bu yazının dışında tutuyorum ama kabul edelim; çoğumuz için işler çığrından çıktı. Evlere kapandıkça, hangimiz depresyona girmedik ki? Hangimiz içkiye, kahveye, dijital platformlara, haliyle böreğe çöreğe makarnaya tatlıya düşmedik ki?! Yaz gelince de dert yanma vakti geldi tabii. Herkes birbirine kaç kilo aldığını anlatıyor, ‘balon oldum’ diyor, ‘ne yapacağız’ diye soruyor, ah vah ediyor.
İşte benim de iki arkadaşım bu konuşmalar esnasında; detoks yapmaya karar verdi. “Böyle olmayacak, 4-5 gün arınmaya gidiyoruz, var mısın?” dediler. “Varım” dedim, çünkü olayım bu! Sözüm ona cumartesi sabah Bodrum’a uçup detoksa başlıyoruz... Böyle bir detoksa gidiş görülmemiştir! Son serbest hafta diye evdeki tüm tatlıları, ramazan pidelerini, abur cuburu tüketmişiz meğer birbirimizden habersiz.
Doktor, “Ama yumuşak geçiş için son hafta kafein, hayvansal protein, süt ve süt ürünleri yememeniz gerekiyordu, ne yaptınız” deyince, yerlere baktık mecbur. Ama “Azimliyiz yaparız” dedik ve başladık. Şimdi size 4-5 günlük detoks maceramı anlatacağım. Hazır mısınız?
Açken ben, ben değilim!
Otelimiz Gümüşlük, Kadıkalesi’nde. Sağlıklı yaşam oteli diye de çokça bilinen Sianji Well-Being Hotel. Otele girer girmez, önce vücut ölçümleri yapılıyor. Bunun için aç olmanız şart. Sonra bu ölçümlerle doktor ve diyetisyenin karşısına geçiliyor. Dört çeşit ana program var: Master Detox, tamamen sıvıyla beslenme. Raw Food, çiğ beslenme. Sıvı içecek dışında öğünlerde bolca meyve-sebze var.
Ayrıca ketojenik ve anti aging diyetler var. Size uygun olan neyse o seçiliyor. Programı oluşturan Çisem Çakır. Amerika’da bu işin eğitimini almış. Otelin sahibi Recai Çak’ın da kızı. Açken ben, ben değilim; o yüzden sıvıyla beslenmek yerine ‘raw food’u seçtim. Tabii hangi programı seçerseniz seçin; masaj, spor, yoga, vitamin takviyeleriyle desteklemek şart.
Otelin en güzel özelliği de Bodrum’un tek kaplıca oteli olması. Otelin içindeki termal su havuzu tam bir şifa kaynağı. Prof. Dr. Zeki Karagülle’nin yaptığı analizlere göre bu su; cilt hastalıklarına, sedefe, romatizmaya iyi geliyor. Felç, inme vs geçirenlerin iyileşme süresini kısaltıyor, zayıflatıyor ve vücudun demir magnezyum ihtiyacını gideriyor.
Neden detoks yapmalıyız?
Peki olay nasıl başlıyor? Sabah bir shot buğday çimi suyu, ardından canlandırıcı bir içecek. Kahvaltıda da meyve salatası. Saat 12.00’de yeşil içecek. Saat 13.00’te kabak, havuç ve turptan oluşan bir salata. 15.00’te tekrar buğday çimi suyu. Arada yeşil içecek, akşam da yeşil salata. İlk gün baş ağrısından ve halsizlikten kolumu bile kaldıramadım, ‘Alın beni odaya götürün’ demek istedim.
İkinci gün gayet iyi uyandım. Yine benzer öğünlerle geçirilen bir gün ama çok daha doymuş ve iyi hissediyorsun. Böyle böyle, 4-5 günde vücudu arındırıyorsun ve şahane hissetmeye başlıyorsun. Neden detoks yapmalıyız konusuna gelirsek… Detoksu, vücuda katı gıdanın girmediği bir tür oruç olarak sayarsak; amaç vücudu birikmiş toksinlerden arındırmak.
Sindirim sistemini yavaşlatıp dinlendirmek. Taze meyve ve sebzelerin canlı enzimlerinden, alkali minerallerden ve yoğun antioksidan içeriğinden yararlanmak. Mesela buğday çimi suyu ve yeşil içecekler bu programın olmazsa olmazı.
Raw Food nedir?
Canlı besin demek. Yüksek lifli bir beslenme şeklidir, dolayısıyla bağırsak sağlığı için oldukça faydalıdır. Herhangi bir ısı/kimyasal işlem görmemiş, besin değeri açısından zengin, hücreleri en iyi besleyen besinlerdir. Yiyecekleri pişirdiğimizde besin değerleri azalıyor, enzimler ölüyor, yağlar kanserojen hale geliyor, besinlerin içindeki vitaminler ve mineraller zarar görüyor.
O yüzden arada kendimize bu tür bir beslenme düzeni oluşturmamız şart. O zaman vücut yıllardır biriktirdiği toksinleri vücuttan atacak ve kolay dengeleyecektir. Bu arada gözünüz korkmasın; Sianji Hotel’in çok lezzetli çiğ yemek hazırlama teknikleri var. O kadar lezzetli, beslenme açısından o kadar dengeli yemekler ki, isteyenlere tarifleri de veriyorlar. Mesela pirinç yerine karnabahar kullanılan, bol sebzeli öyle bir Raw Sushi yaptım ki, kendi parmaklarımı yemekten korktum!
Herkes bu yaz Bodrum’da…
Bu arada Bodrum almış başını gidiyor. Korkunç bir trafik şimdiden başlamış. Malum herkes bu sene akın akın Bodrum’a yerleşiyor. İstanbul’un aklınıza gelebilecek bütün kalbur üstü mekanları da bu yaz Bodrum’a transfer. Ayrıca yurtdışından transfer o kadar çok mekan da var ki açılmayı bekleyen; bence Bodrum İstanbul’a dönüşecek bu yaz. Yeme içme sektörünün durumu malum, herkes kendince bir çözüm bulmaya çalışıyor eyvallah.. Ama Bodrum’a akın olduğunu düşündükçe ve bu haberleri okudukça, açıkçası Bodrum’dan korkmaya başladım. Kurallara ne kadar uyduğumuz da malum çünkü.