‘Rezonans Kanunu’ balonu

Artık görselliğin her şeyin yerini aldığı bu çağda, kitap okuyanlar giderek azalıyor. Kimsenin vakti yok, sabrı yok, konsantrasyonu yok. O yüzden ‘en çok satan kitaplar’ listesi görünce ister istemez ilgimi çekiyor. Kim okuyor, neyi okuyor merak ediyorum. 2024’te Türkiye’de en çok satan kitaplar açıklandı.

amazon.com.tr’nin açıkladığı listeye göre; birinci sırada Pierre Franckh imzalı ‘Rezonans Kanunu’ var. Çoğumuza yabancı değil bu kitap çünkü geçtiğimiz yıl herkesin dilindeydi, elindeydi. Peki neden? Çünkü herkes hayattan mucizeler bekliyor, isteklerinin gerçekleşmesini bekliyor! Bu kitap da, ‘düşünme biçiminizi değiştirdiğinizde, istekleriniz gerçekleşebilir’ tezini satıyor. ‘İstediğimiz hayatı yaratabileceğimizin bilimsel olarak ispatlandığını’ söylüyor. İşin içine ‘bilimsel’ lafı girince de tav oluyoruz, yalan mı? “Eğer şu ana kadar isteklerimiz gerçekleşmediyse, en şiddetli arzularımıza ulaşamadıysak; eğer hayatımıza hiç istemediğimiz şeyler girdiyse, eğer mutsuzsak veya yenilgiye uğradıysak, bütün bunların sebebini rezonans kanununda bulabiliriz...” Böyle diyor yazar. Ve, rezonans kanununu kavrayıp onu nasıl kullanacağımızı anlamaya başladığımız anda, hayatımızdaki her şeyin mümkün olabileceğini anlatıyor, hayatımızı kalbimizle değiştirebileceğimizin de altını çiziyor. Kim istemez bunu öğrenmek değil mi? Yalan yok, ben de istedim! Çevremdeki herkes o kadar çok önerdi ki; kitapçı raflarında ‘çok satan’ kişisel gelişim zırvalarına yan gözle bile bakmayan ben dahi kayıtsız kalamadım. Sonuç? Vakit kaybı! Titreşim, enerji, manyetik alan gibi pek çok bilimsel kavramdan bahsediliyor ama içi boş. Gerçek bir bilimsel veri, ikna edici bir deneyim, bir yol bulmayı umuyorsun ama yok! İnternette ne kadar balon bir kitap olduğuna dair bilgi ise çok! Neden bu kadar sattı peki bu kitap, derseniz... Hem iyi bir pazarlama stratejisi. Hem de insanlar umutsuz ve yorgun. İnanmak istiyor, hayatları değişsin istiyor, hayatlarının dizginleri ellerinde olsun istiyor, istekleri gerçek olsun istiyor. Ama işte bu da, kitapta yazıldığı gibi ‘İnandım oldu’ gibi bir durum değil maalesef. Biz yine de enseyi karartmayalım, iyi düşünelim, olumlu düşünelim. Kitap hiçbir şey öğretmediyse de bunu öğretmiştir en azından diyelim, konuyu kapatalım.

İnanın çocuklar, Türkler ikinci!

Gözümüz aydın; sonunda bir listede Türkler ilk sıralarda! Avrupalıların el yıkama alışkanlıkları hakkında bir araştırma yayınlanmış ve Türkler yüzde 94 oranla tuvaletten sonra ellerini yıkayan ikinci ülke çıkmış. İnsanın pek inanası gelmiyor ama inşallah öyledir diyelim. Listenin birinci sırasında yüzde 96 ile Bosna Hersek, listenin sonunda ise yüzde 35 ile Avusturya varmış. İtalyanların yüzde 43’ü, İspanyolların ise yüzde 39’u tuvaleti kullandıktan sonra ellerini yıkamıyormuş. Fransa’da oran yüzde 38, Rusya’da yüzde 37. Yahu, pandemide de mi bir şey öğrenmediniz diye sorası geliyor insanın.

Estetik yaptırırken dikkat!

Kalçasını şekillendirmek için yaptırdığı dolgu nedeniyle sağlık sorunları yaşıyormuş internet fenomeni Danla Biliç. Kalçasındaki dolgunun kaburgasına çıktığını söyleyen Biliç, vücudunda enfeksiyona neden olan dolguyu eritebilmek için ameliyat üzerine ameliyat oluyormuş. Çok da pişmanmış böyle bir şey yaptırdığı için. Önüne gelenin dur durak bilmeden ameliyat masasına korkusuzca yattığı şu dönemde; ünlü isimlerin bu tür pişmanlıklarını dile getirmesi/ paylaşması önemli bence. Biraz korkmalı insanlar, çekinmeli. Tam da Sağlık Bakanlığı branş kısıtlamasını kaldırmışken! Biliyorsunuzdur, yeni yönetmelikle birlikte, yetkinlikleri bulunan hekimler de estetik uygulamaları yapabilecek. Mesela kulak burun boğaz hastalığı uzmanlarının eğitim müfredatında bu işlemler zaten var. Bakanlık tarafından verilen bir sertifika ile bu uygulamaları yapabilecekler. Diyelim ki burun ameliyatı olacaksınız; bunun için bir kulak burun boğaz doktoruna mı, estetisyene mi güvenirsiniz? Ya da göz kapağı aldıracaksanız, ‘mutlaka göz doktoruna yaptırın’ diyor uzmanlar. Sonuçta; bu kararla yanlış uygulamaların engelleneceği söyleniyor ama işler daha da karışacak gibi görünüyor. Her zaman her alanda olduğu gibi.

Brad Pitt benden para istese…

Sosyal medyada Brad Pitt ile aşk yaşadığına inanan kadın, 830 bin euro dolandırılmış. Fransa’da TF1 kanalına çıkan Anne isimli kadın; dolandırıcıların kendisine Brad Pitt’in boşanma aşamasında olduğunu ve acil böbrek tedavisi için finansal yardıma ihtiyaç olduğunu söylediğini anlatmış. Yapay zekayla hastane yatağından fotolar falan yollanmış elbette... Valla böyle insanları omuzlarından tutup sarsmak istiyorum, ‘salak mısın’ diye? Brad Pitt’in parası olmayacak ve sosyal medyadan para mı dilenecek?!! Normal bir insan buna nasıl inanabilir? Yahu hiç gazete falan okumuyorsun diyelim, Brad Pitt’in kendi sosyal medya hesaplarını takip edersin. Adam her gün galada, her gün sevgilisiyle kol kola. Neyse sonuçta, tesadüf eseri Pitt’i sevgilisi Ines de Ramon ile medyada görmüş de dolandırıldığını anlamış. Kısa süre önce Kerimcan Durmaz’ın kendisiyle evlenmek istediğine inanan bir kadın da dolandırılmıştı hatırlayın. Yaklaşık 20 milyon lirası gitmişti. Üstelik bütün Türkiye Kerimcan’ın cinsel tercihini bilirken! Şimdi bu nedir, bu nasıl bir saflık derecesidir biri bana anlatabilir mi?