Verda ÖzerNeden hala kültürün merkezi değiliz?

HABERİ PAYLAŞ

Neden hala kültürün merkezi değiliz?

Sizce geçmiş ne kadar önemli? Geçmişinizi yok saymanız, geleceğinizi etkiler mi? Ya da maziye çok takılı kalırsanız, yarın gelir mi? Bunun dengesi nedir? Bir kişi ya da toplum için geçmişbugün- gelecek nerededir? Bu soruların en net cevabı bence her zaman olduğu gibi tabiatta saklı:

Bir ağaca bakarsanız, kökleri ne kadar sağlamsa dallarının da o kadar yükseğe uzandığını fark edersiniz. Tarihimizde bazı önemli kimlikler de bu soruları çok sormuş. Mesela Türkiye’nin “ulus inşasının babası” olarak tanınan Ziya Gökalp, bir gün Yahya Kemal’e takılmış. Onun Osmanlı tarihine-kültürüne düşkünlüğünü ima ederek şöyle demiş: “Harabîsin (modası geçmiş), harabatî değilsin. Gözün mazidedir (geçmişte), atî (gelecek) değilsin!” Yahya Kemal altta kalmamış, hemen cevabını vermiş: “Ne harabîyim, ne harabatîyim. Kökü mazide olan bir atîyim!” Yani tam da o ağaç gibi olduğunu söylemiş. Gücünü geçmişten alarak geleceğin inşa edilmesi gerektiğini, devam ederek değişilmesi, değişerek devam edilmesi gerektiğini ima etmiş.

Haberin Devamı

AKDENİZ BİENALİ

Bu konuya nereden mi geldim? Tarsus’tan. İki hafta önce kapanışı yapılan 1. Uluslararası Akdeniz Bienali’ni ziyaret ederken, ana ayaklarından olan Tarsus’ta kendimi bunları düşünürken buldum. Bana bunları düşündüren ise Bienal’in kapanış konuşmasını yapan önde gelen ressamlarımızdan Ekrem Kahraman oldu. Çukurova’nın 5 ilinde (Adana, Mersin, Hatay, Kahramanmaraş- Afşin, Osmaniye) gerçekleştirilen, bölgede bir ilk olan Uluslararası Akdeniz Bienali’ni hayata geçiren Çukurova Çağdaş Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı’nın kurucusu Ekrem Kahraman, Tarsus’un geçmişinden aldığı bilgeliği geleceğe taşıması gerektiğini savunuyor. İnsanlık tarihinin merkezlerinden olan Tarsus’un “Geniş Akdeniz” bölgesinin kalbi olduğunu, Kuzey Afrika’dan Güney Avrupa’ya, Ortadoğu’dan Körfez ülkelerine tüm bölgeyi kapsayacak bir kültür-sanat merkezi olması gerektiğini söylüyor.

Neden hala kültürün merkezi değiliz

ÇUKUROVA ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ

“Tarsus etabında 12 ülkeden 30’u aşkın sanatçının eserinin yer aldığı, artık 2 yılda bir tekrarlanacak olan Akdeniz Bienali bundan sonra sadece resim-heykel değil, müzik-edebiyat gibi diğer sanat dallarını da kapsayacak. Geniş Akdeniz bölgesinin tüm sanatçıları ve sanat-severleri Tarsus’ta toplanacak. Zaten böyle bir ‘hub’ (merkez) tam da Tarsus’ta kurulmalı ve Türkiye bu ruha ev sahipliği yapmalı. Ama bu yetmez! Bunu kalıcı bir merkeze dönüştürmeli, uluslararası bir Çağdaş Sanatlar Müzesi kurmalıyız” diyor Ekrem Kahraman. Tarsus ayağında Bienalin sergilendiği 3 ana mekândan biri olan, Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulmuş ve koruma altına alınmış Çukurova Pamuk ve Yün İşleme Fabrikası (Çırçır Depoları) gibi muazzam ihtişamlı, görmüş-geçirmiş sayısız tarihi binaya ev sahipliği yapan bu kentten daha uygun bir kent bunun için var mıdır zaten bilinmez. “İspanya’nın küçük Bilbao kentinde Guggenheim müzesi kurulduysa, neden Tarsus’ta da olmasın? Ki biz daha büyüğünü yapmalıyız. Bu topraklar bunu hak ediyor” diyor Ekrem Kahraman. “Bütün gelişmeler dünyanın yeni bir döneme girdiğini, Dünya tarihine sahne olan mekânların ve şehirlerin giderek daha da sanatla iç içe geçmeye başladığını gösteriyor. Özellikle çağdaş sanat müzelerinin tarihi mekânlar üzerine kurulduğunu görüyoruz. İşte Tarsus da binlerce yıllık zenginliğiyle bölgesel bir merkeze evrilerek tüm bölge insanlarını bu bilgeliğin içinde toplamalı” diyerek devam ediyor.

Haberin Devamı

Neden hala kültürün merkezi değiliz

Haberin Devamı

İNSANLIK TARİHİ TARSUS’TA

Tarsus insanlık tarihine adeta merkez olmuş. Çok farklı dinlerikültürleri- renkleri bir araya getirmiş. Bu ruhuyla geniş Akdeniz’i hayli hayli birleştirip Türkiye’yi dünyanın en önde gelen çağdaş sanat merkezlerinden biri yapabilir. Her şeyden önce buradaki Gözükule kazıları 9 bin yıl öncesine kadar gidiyor. Yani Göbeklitepe kadar eski. Tek Tanrılı dine ilk inananlardan ve ilk peygamberlerden olan Hz. Danyal burada yatıyor. Dünyada ilk kez ‘Hrıstiyan’ kelimesini kullanan ve Vatikan’da yatan Aziz Paul burada doğmuşbüyümüş. Şahmeran efsanesinin merkezi de Tarsus. Kente Kleopatra Kapısı’ndan giriyorsunuz çünkü Mısır Uygarlığı’nın kraliçesi Kleopatra ciddi bir süre burada yaşamış ve uygarlığı buradan yönetmiş. Yine dünyanın gelmiş geçmiş en etkili hekimlerinden Lokmanhekim de Tarsus’ta yatıyor. Tarsus’u alan Büyük İskender, ağır hastalanınca 1 ay burada kalıp tedavi görmüş. Roma döneminde ise Tarsus resmen yıldızlar geçidiymiş. Dönemin en tanınan devlet adamlarından ve filozoflarından Çiçero bölgeyi Tarsus’tan yönetmiş. Hatta Kleopatra ile burada buluşup bir dönem aşk yaşamış. Tarihçiler Tarsus’la ilgili çok daha fazlasını anlatıyor. Kısacası Ekrem Kahraman Tarsus’ta dünya tarihini barındırıyoruz ama farkında bile değiliz.

Neden hala kültürün merkezi değiliz

TEŞEKKÜR

Bu vesileyle “Şahmeran Yılı” temasıyla 17-19 Kasım’da bu yıl 2’ncisi düzenlenen Tarsus Festivali için Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne, bünyesinde çalışan tüm rehberlere, Çukurova Çağdaş Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı Genel Sekreteri Aydan Dirik’e ve bana Tarsus’u adım adım tanıtan çok kıymetli tur rehberim Fatih Kara’ya teşekkürü borç bilirim.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder