Beden SağlığıNeden horlarız? Çözümü var mı?

Neden horlarız? Çözümü var mı?

Paylaş
Neden horlarız? Çözümü var mı?

Horlamanın nedenleri arasında fazla kilo, tütün ürünleri kullanımı, hormonal değişimler, mide rahatsızlıkları gibi sorunlar bulunuyor. Bunların dışında genetik yapı, yaşlanma, ilaç kullanımı gibi nedenler de horlama nedenleri arasında gösterliyor. Erişkinlerin yüzde 45'i ara sıra, yüzde 30'u ise sürekli olarak horluyor. Özellikle erkek, kadınlara nazaran daha fazla horlama problemi yaşıyor. Kronik bir sorun olarak hem uyku kalitesini etkileyen hem de çiftler arasında soruna yol açabilen horlamanın ve uyku apnesinin çözümü ise imkansız değil.

Horlama problemi, kişinin uyku kalitesini düşürerek, kendisine ve çevresindekilere rahatsızlık veren sağlık problemlerinden biri. “Peki bu sorunun giderilmesi mümkün müdür?” Merak edilen soruları işin uzmanlarına sorduk!

Haberin Devamı

HORLAMANIN 4 TÜRÜ

"Horlama uyku apne sendromu (uykuda nefesin durması) başta olmak üzere 13 farklı uykuda solunum bozukluğunun işareti olabilir. Bunların bir kısmı uykuda nefes durmaları, azalmaları, zorlanmalarıyla bir kısmı da akciğerin yeterince çalışmamasıyla ortaya çıkıyor. " diyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Derya Karadeniz, horlamanın 4 farklı türde ortaya çıktığını ifade ediyor. Buna göre,

  • Horlama, üst solunum yolunda (burun, boğaz) birçok seviyeden kaynaklanabilir. Bu ayrımı yapmak çok önemli çünkü sadece burun kökenli horlamalar uyku apnesine yol açmaz. Burun tıkanıklığının kaldırılmasıyla da yok olmaz.
  • Horlama hastanın yatma pozisyonuyla ilgili olabilir. Örneğin bazı horlamalar sırtüstü yatarken olur, yan yatarken ortadan kalkar.
  • Horlama süreklilik gösterebilir. Yani sırtüstü de yan yatarken de olabilir.
  • Bir de uykunun evrelerine bağlı ortaya çıkan horlamalar var. Örneğin derin uykuda vardır, diğer uyku dönemlerinde yoktur.

HORLAMA HANGİ DURUMDA ÖNEMLİ HALE GELİYOR?

Neden horlarız Çözümü var mı

Prof. Dr. Karadeniz, "bütün horlamaları önemsiyoruz ama horlamayla birlikte gece tuvalete kalkma, uykuda terleme, sabah yorgun uyanma, başta ağırlık hissi, gün içinde yorgunluk, uyuma isteği gibi uyku hastalığına delalet edecek bir bulgu varsa o zaman horlamayı çok önemsiyoruz" diyor..

Haberin Devamı

Buna göre, horlayan her hastaya mutlaka uyku tetkiki yapmak gerektiği belirtiliyor. Pozisyonel horlama, uyku apnesi gibi solunum bozukluklarıyla birlikte olabilir. Ya da sırtüstü horlaması olan biri yan yatarken horlaması yok olsa da soluk zorlanmaları olabilir. Dolayısıyla horlamanın aslında var ya da yok olması önemli.

HORLAMA NEDENLERİ

Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ozan Seymen Sezen, horlamanın farklı nedenlerle ortaya çıkabildiğini belirtiyor. Buna göre genetik yapı, tıkanık burun, kilo alma gibi nedenler horlamaya yol açabiliyor.

  • Genetik yapı
  • Burun tıkanıklığı
  • Kilo alımı
  • Yaşlanma
  • Tütün ürünleri kullanımı
  • Hormonal değişimler
  • Mide rahatsızlıkları
  • İlaç kullanımı

gibi nedenler başlıca horlama nedenleri olarak sayılabilir. Fakat bu durumu yaşayan hastaların %15-20’si kadarının horlama probleminin burundan kaynaklı olduğu biliniyor. 

HORLAMAYI ÖNLEMEK İÇİN İLK ADIM NE OLMALI?

Erişkinlerin %45’i ara sıra, %30’u ise devamlı olarak horluyor. Özellikle erkeklerin, kadınlardan daha çok horladığı da biliniyor. İdealin üzerinde kiloya sahip olan erkekler daha çok horluyor ve yaşlarının ilerlemesi ile birlikte bu problem daha da büyüyor. Bu nedenle horlama sorununu yenmek için atılması gereken ilk adımlar, kiloluysanız kilo vermek, kullanıyorsanız tütün ve tütün ürünlerini bırakmak.

"DİREKT AMELİYATA YÖNLENDİRMEK DOĞRU DEĞİL"

Haberin Devamı

Prof. Dr. Ozan Seymen Sezen, “Burun tıkanıklığı, horlamayı yaratan kaynaklar arasında gösterilebilir. Burun tıkanıklığını gidererek horlama problemini ortadan kaldırmak amacıyla, ilaç kullanımı veya cerrahi operasyon gerekebilir. Fakat bazı durumlarda bu ameliyat bile sorunu çözmeyebilir. Bu aşamada, boğazda veya dil kökünde bir problem olup olmadığı araştırılır. İşte bu sebeplerle, horlama problemi yaşayan hastanın direkt ameliyata yönlendirilmesi doğru olmayacaktır” dedi.

"UYKU APNESİNİ HAFİFE ALMAYIN"

Kişilere yapılan uyku testi ile “uyku apnesi” yani “polisomnografi” tanısı kolaylıkla konabiliyor. Prof. Dr. Ozan Seymen Sezen, bu kişilerin kalitesiz uyku durumu nedeniyle geceleri uykularını alamadıklarını, gündüz vaktinde ise uykululuk sebebiyle iş ve trafik kazalarına daha müsait hale geleceklerini belirtiyor. Ayrıca uyku apnesi problemini yaşayan hastalarda; kalp, tansiyon, şeker, damar tıkanıklığı gibi hastalıklara daha fazla rastlandığının altını çiziyor. Bu nedenlerle "horlama sorununu, uyku apnesinin sinyali olarak algılamak ve ciddiye almak şart" diyor. Tedavisini kesinlikle geciktirmemek gerekiyor.

Haberin Devamı

APNEYE YÖNELİK CERRAHİ TEDAVİLER

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Haluk Özkarakaş, Solunum yolunu açmak üzere bazı ameliyatlardan bahsediyo. Bunlardan biri radyofrekans yöntemi. Hava yolunu genişletmek için çok büyük bademcikler radyofrekans yöntemiyle küçültülüyor veya alınıyor. Yine yumuşak damağın yükseltilmesi veya gerdirilmesi işlemleri de yapılıyor. Horlama tedavisinde diğer bir yaklaşım ise dil köküne yönelik bazı işlemler. Örneğin dil kökü bademciği veya dil kökü dokusu olabildiğince küçültülüyor. Alt ve üst çenenin ilerletildiği yaklaşımlar da mevcut.

TIKALI BURNUN AÇIMASI HORLAMAYI VEYA UYKU APNESİNİ GİDERİR Mİ?

Basit horlamaya kısmen katkısı olabilir. Burun solunumuna geçilip ağız kapanınca horlama azalabilir. Ancak tamamen geçirilemez. Hele de apneye ya da hipopneye katkısı olamaz. Ancak tıkalı burunun gereken yaklaşımla açılması hasta konforunu doğal olarak artırır.

Haberin Devamı

HORLAMA AMELİYATI

Prof. Dr. Özkarakaş, horlama ameliyatları süresinin yapılacak işleme göre çok değişken olduğunu ifade ediyor. Buna göre yarım saat süren de var, birkaç saat devam eden ameliyat da var. Basit horlama hastaları hastaneden aynı gün çıkabiliyor. Genellikle onlarda bir sorun beklenmiyor. Fakat solunum sıkıntısı indeksi 40 üzerinde olanlar, ek sistemik sorunları bulunanların mutlaka ilk geceyi yoğun bakımda geçirmesi öneriliyor.