Giriş
Serpil Dokurel/Posta.com.tr| Nöroloji ve Ağrı Uzmanı Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu, bel fıtığının, bel omurgasını oluşturan 5 omur arasında yer alan intervertebral diskin hasar görmesinden kaynaklanan bir sağlık sorun olduğu belirtiyor. Fıtıklaşmış bir disk, çeşitli nedenlerle oluşan sinir sıkışması nedeniyle ağrı olarak ortaya çıkıyor. Yanlış halter ve kontrolsüz hareketler disk fıtığına yol açabiliyor. Bir kişi ideal kilodan daha ağırsa, bel fıtığı riski artabiliyor. Hareketsiz yaşam ve masa başı çalışma, bel fıtığı için tehlikeli olabiliyor.
TEDAVİ EDİLMEZSE CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA NEDEN OLUYOR
Erdemoğlu, bel ağrılarının birden fazla sebebi bulunduğunu vurguluyor;
Yaralanmalar; omurga kırıkları sıklıkla yaralanmalar sonucu oluşuyor. Yüksekten düşme, trafik kazası, yüksek enerjili kazalar sonucunda bel ağrıları görülebiliyor.
Bel fıtığı; ağır kaldırma, uzun süreli hareketsiz çalışma, fazla kilo bel ağrısına zemin hazırlayabiliyor. Fıtık ilk olarak kendini bacak ve bel ağrısı olarak belli edebiliyor. Tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Bel kayması; uzun süre iyileşmeyen kırıklar sonucu ilerleyen yaşlarda bel kayması görülebiliyor. Bel kayması sıklıkla bacak ağrısı ve bacak çekme belirtileri ile anlaşılıyor.
Enfeksiyonlar; omurgada görülen enfeksiyonların çoğu bel bölgesinde oluşuyor. Sigara tüketimi, beslenme bozukluğu, obezite ve çeşitli kanserler enfeksiyona yol açabiliyor.
Romatizmal hastalıklar; başta kemik erimesi olmakla beraber ağrı, stres ve metabolik sorunlar da bel ağrısına sebep olabiliyor.
GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİNİ ENGELLİYOR
Boyun ağrısının toplumumuzda sık görülen bir şikayet olduğunu ve birçok farklı nedenle ortaya çıkabildiğini belirten Prof. Dr. Erdemoğlu, bunlardan bazıları bilgisayar ekranlarına bakma ve cep telefonlarında çok fazla zaman geçirme gibi kötü duruşla ilgiliyken; bazıları ise altta yatan farklı tıbbi durumlardan sonra gelişiyor.
Nöroloji ve Ağrı Uzmanı Prof. Dr. Erdemoğlu, boynun farklı bölgelerinde farklı boyun ağrılarının olabildiğini, boyun ağrısı semptomları ilerlerse uykuya dalmanın ve günlük yaşam aktivitelerinin zorlaşabildiğini vurguluyor. Artan boyun ağrısı, uyuşukluk ve karıncalanma, altta yatan ciddi bir soruna işaret edebileceğinden mutlaka alanında uzman bir uzmana danışmak gerekiyor.
BEL VE BOYUN FITIKLARINI GÜNEŞ VE YÜZME TEDAVİ EDİYOR
Hem boyun fıtığı hem de bel fıtığı hastalıklarında tedavi yöntemlerinin kişilerin ve hastalığın durumuna bakılarak belirlenmesi gerekiyor.
Uygulanacak tedavi yöntemlerine ek, destekleyici olarak yüzmeye başvurmak tedavinin olumlu yönde ilerlemesini sağlıyor. Yüzme için eğitmenlerine güvenilen bir yeri tercih etmek önem taşırken, hastaların eğitmenlerine bel ya da boyun fıtığı tedavisi sürecinde olduklarını belirtmeleri gerekiyor. Yanlış yapılan hareketler geri dönüşünü zor sonuçlara yol açabiliyor.
Güneş ısısı ise omurgayı güçlendirmenin yanı sıra ağrıları hafifletmede de yardımcı olabiliyor. Sabahın erken saatleri, günlük D vitamini dozunu almak için en iyi zaman olarak biliniyor.
BEL VE BOYUN FITIĞINDA KULLANILAN TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Prof. Dr. Erdemoğlu, radyofrekans tedavisinde ağrı sorunu yaşanan bölgede sinir iletiminin devre dışı bırakılması hedeflendiğini, radyofrekans ile hem sinire hem de diskin içine müdahale edilebildiğini belirtiyor. Bu sayede kişinin ağrı ataklarının azaltılmasına yardımcı olunuyor. İşlem sürecinde ise ağrı hissedilen bölgeye radyofrekans uygulanarak sinirle üzerinde düzenleyici etki sağlanıyor. Uzun ve düzenli tedavi süreçlerinde kalıcı iyileşmeler görülebiliyor.
Ozon enjeksiyonu bel ve boyun ağrılarının tedavilerinde etkili bir yöntem olarak biliniyor. İşlem, bir şırınga yardımıyla fıtıklaşmış bir diskin içine veya çevresine ozon gazı vererek gerçekleştiriliyor. Belirli bir miktarda gaz, sinirler üzerindeki baskıyı azaltmak için tasarlanmış diskin hacmini azaltıyor. İşlem esnasında ağrıya sebep olan bölgeye ozon veriliyor ve 10 dakika içinde seans tamamlanıyor. Düzenli seanslarda uzun vadede etkili sonuçlar sağlanabiliyor.
Erdemoğlu aynı zamanda radyofrekans tedavisi ve ozon enjeksiyonunun kombine olarak kullanıldığında daha etkili olduğunu ve hastaların kısa sürede ağrılarından kurtulabildiklerini vurguluyor.
