“İşletmeci Umut Evirgen bu yazı da yalnız geçirmedi. Yeni aşkı Alina Boz ile soluğu Yunanistan’da aldı. 4 yıllık aşkı Mithat Can Özer’den 16 gün önce ayrılan Alina’nın mutlu halleri dikkat çekti.” Bu haber sosyal medyaya düştüğü an, başladı yorumlar. Herkesin derdi başkaydı tabii. Bugüne kadar Tuba Büyüküstün, Serenay Sarıkaya, Melisa Şenolsun gibi ünlü oyuncularla birlikte olduğu için ‘Nedir bu Umut Evirgen’in sırrı?’ diye merak edenler vardı öncelikle… Kendisini tanımam, sırrı nedir bilemem ama sosyal medyada yazıldığı gibi önünde saygıyla eğilip, düğmelerimizi iliklememiz lazım bence! Adamdaki müthiş başarı. Bu kadar başarılı, ünlü, güzel kadınla arka arkaya birlikte olmak az şey mi? Ama bana kalırsa sırrı şu; kadın ruhundan anlıyor.
Bir şekilde ruhu yaralanmış kadınlara iyi geliyor, halden anlıyor, sarıp sarmalıyor. Sığınılacak liman oluyor. İspatlayamam ama bence kesin böyle! Kadınlar buna her zaman tav olur, net. Alina Boz için yapılan yorumlara gelince.. 4 yıllık sevgilisi Mithat Can Özer’den tam 16 gün önce ayrıldığı için eleştiriliyor. Oysa bal gibi intikam ilişkisi bu, nerede görsem tanırım! 4 yıldır ha evlendiler, ha evlenecekler diye bakılan bu ilişkide, ne olduysa oldu yollar ayrıldı.
Zaten bu kadar uzayan bir ilişkide olacağı budur, onca yıl sonra evlenme vaadiyle sözler verilmiyorsa, taraflar uzuyor ve canı çok yanan ‘Şimdi gel de gör beni, bambaşka biriyim, topladım dağılan kalbimin her köşesini’ tadında bir ilişki yaşamaya başlıyor. İşte, tüm o mutluluk pozları da bunun ispatı. Bu arada, Alina Boz için yapılan yorumlarda en çok şuna güldüm: “Kız, diğerinde en azından kaynanan Sezen Aksu’ydu, bunda ne buldun!” Komiksiniz yemin ederim!
Biri sanatla, biri huzurla dolu
Bodrum’dan bildiriyorum… Buralar biraz tuhaf. Yani ortalıkta bir kalabalık var. Hatta belli mekanlar dolu ama sorsan işletmeciler de, otelciler de kan ağlıyor. “Kötü bir yaz” diyorlar, her yaz söyledikleri gibi. Şaşırmıyorum artık, hayat bu kadar pahalılaşırken, kim nasıl çıksın gezsin tozsun? Geceliği en az 10-15 bin olan otellerde kim nasıl kalsın? Kalanlar zaten ya yurt dışından gelen Türkler ya da yabancı turistler. Tüm masalarda da fiyatlar konuşuluyor, başka muhabbet duymadım.
***
- İki gün Gündoğan’da kaldım, Bodrum’un yükselen bölgesi burası. Mivara Luxury Resort da bu bölgeye gitme nedenim. Bu ikinci gidişim, tamamen memnuniyet ve huzurdan kaynaklandı. Net biliyorum ki bir kez giden bir daha gidiyor. Şahane bir koy manzarası var. Püfür püfür. Efsane gün batımları garanti bir kere. Güleryüzlü personeli, restoranı, kafesi, çok sağlam masajları, iki yıl önce açılan Japon restoranı Minami’deki suşileri ve Asya lezzetleri ile ne ararsanız var. Otelin genel müdürü Mete Üsküdarlı ile sohbet ettik biraz, ortamı şöyle özetledi; “Bayramda hareketlilik üst noktadaydı, şimdilerde sayı biraz azaldı. Ancak bu yıl Amerika, İngiltere, Rusya pazarından gelen çok oldu, Ortadoğu’dan Bodrum’a uçuşların artması da etkili oldu.” Gittiğim hafta sonu Yağmur Tanrısevsin, Afra Saraçoğlu, Cansel Elçin gibi ünlü yüzler de oteldeydi. Yani burası da artık ünlülerin uğrak yeri.
- İkinci durağım da sanat eserlerini merak ettiğim MGallery The Bodrum Yalıkavak oldu. Otelin lobisine girer girmez Yiğit Yazıcı’nın renkli, capcanlı vazolarıyla karşılanıyor gelenler. Barda ise Şafak Yükseler’in sarı heykeli. Size arkadaşlık etmek ister gibi. Terasta, restoranda, havuz başında her yerde başka bir sanatçının eseri var ve otelin havasını o kadar değiştirmişler ki.. Burası da şıklığı, sarının hakim olduğu kumsalı, sonsuzluk havuzu ile Bodrum’un en iyilerinden.
Funda Arar kafa kadınmış!
Bodrum’a gitmişken canlı müzik dinlemeden olmaz dedik, bütün kızlar toplanıp Günay’a gittik bir akşam. Malum bütün sanatçılar bu yaz orda. Gideceğimiz akşam da Funda Arar var. Daha önce sahnesini hiç izlememiştim ve bayıldım. Sesi o kadar güçlü ki, sahnesi de çok iyi haliyle. Bütün şarkıları bangır bangır söylüyor. Ahmet Kaya da söylüyor, rock da, Kayahan da... Ve arada tatlı tatlı takılıyor seyirciye. “Komik kadınmış, tam benlik” dedim bizimkilere. Bu arada izleyicilerinin yarısı yurt dışından gelmişti; Azerbaycan, Viyana hatta New York’tan gelen vardı. Boşuna demiyorum, turist olmasa Bodrum bitmişti!
***
Bir kere canlı müzik dinlersen hep istersin ya, (ben uydurdum şimdi!) Two Yalıkavak’a da uğradım. Hem de iki kez. Çarşamba akşamları çıkan Deha Bilimlier’in müdavimi çok. Epey eğlendiriyor. Ben gittiğimde herkes kopmuştu. Cuma ise Bendeniz’e gittim, 90’lar popuyla dolu dolu bir geceydi, çok eğlenceliydi. Cumartesi Yeşim Salkım, pazar da Deniz Seki sahne alıyor. Hem uygun fiyat politikası hem de lezzetli yemekleriyle alternatif bir canlı müzik mekanı. Mekan yemekli ama barı da var. Yalıkavak Plaj caddesinde yer alan mekan, genç yatırımcı Atakan Demirhan’a ait. Bu sene sevilen işletmeci Levent Akbulut da ortak olmuş. Güçler birleşince ortaya butik, samimi bir mekan çıkmış.