Bir olayda haksızlık, vicdansızlık varsa dayanamıyorum. O yüzden yine yazıyorum…
Konu, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde kopya yüzünden öldürülen Ceren Hoca ve katili savunanların pervasızlığı. Her geçen gün daha büyük ayıplar yapılıyor. Malum, akademisyen Ceren Damar, kopya çeken öğrencisini affetmedi, öğrencisi de onu tabancayla vurduktan sonra bıçaklayarak öldürdü.
Katil, ilk ifadesinde kopya çekerken yakalandığı ve hakkında tutanak tutulduğu için cinayeti işlediğini söylemişti; sonra “İlişkimiz vardı” diye bomba bir savunma yaptı. Avukatının verdiği akıl bu! Neden? Tahrik indiriminden faylanmak için. Çünkü ilişkin olan bir kadını öldürürsen tahrik indirimi alıyorsun. İşte kadın olmak Türkiye’de bu demek!
Bir hukukçunun bu ‘ayıp’la savunma yapması ne yazık... Ama yaptı işte. Kamuoyu bu savunmaya şok oldu tabii... Bu arada katil Hasan İsmail Hikmet’in avukatı Vahit Bıçak, ki kendisi bir profesör, Ceren Damar’ın ailesiyle görüşen Meral Akşener’e arabuluculuk teklif etti, sosyal medya hesabından şu mesajı paylaşarak: “Hukuk öğrencisi ile asistan arasında yaşayanan üzücü hadise, iki aile arasında kan davasına dönüştürülmek istenmektedir.
Sanık annesi şu an dağlarda terörist peşinde. Sizi arabulucuk yapmaya, iki aileyi barıştırma inisiyatifi almaya davet ediyorum...”
Cübbenize yakışıyor mu?
Akıl alır gibi değil bu çağrı. Benim evladım, yakınım olsa, kafayı yerdim! Birincisi, bu olaya üzücü bir hadise denilmesi bile, bu profesörün olayı ne kadar hafife aldığını gösteriyor...
Resmen bir cinayet işlenmiş, sulandırmadan savunmanızı yapsanıza! İkincisi, sanığın annesinin dağda terörist peşinde koşması, cinayeti hafifleten bir sebep midir? Bu nasıl bir alakadır, nasıl savunmadır? Milli hassasiyetleri böyle bir davaya alet etmek o cübbeye yakışıyor mu? Yeter artık, avukatlığa, insanlığa dair iyi niyetlerimizi yok etmeyin! İnsanları salak yerine koymanın da sınırı olsun.
Normal mi şimdi bu?
Gerçekten hiç normal değiliz... Bu, sosyal medya çağının yarattığı bir durum mudur yoksa gerçekten ayarlarımız mı bozuldu bilmem ama bazı olaylar şakadan öte kabus gibi.
29 Ekim’i kutlayanların metroda coşkuyla marş söylemesi, gayet normal... O sırada sarıklı, cüppeli birinin, hiçbir şey yapmadan aynı metroda yolculuk etmesi? Bu da gayet normal. İşgüzar birinin o sarıklı kişinin videosunu çekmesi peki? Gayet gereksiz, saçma. Sonuç? Ortada olay falan yok ama günlerdir tartışma var.
Birileri yaygara kopsun istiyor ama ortada öyle bir durum da yok. Şimdi bütün bunlar normal mi? Bakın şimdi, kendi halinde sarıklı bir adamı videoya çekip sosyal medyaya koyunca ne oluyor biliyor musunuz? Ertesi gün bir başka sarıklı, metroda bağıra bağıra şarkı söyleyip yaygara koparmaya çalışıyor.
İşte o şuursuz çekim buna sebep oluyor. Belli ki birileri olay çıksın istiyor. İşte o yüzden normalleşelim diyorum, sakin olalım, aklımızı kullanalım. Bu arada normal nedir hatırlayan var mı aramızda?
10 ödüllü filmin sırrı ne?
Antalya Film Festivali’nde önceki akşam ‘Bozkır’ isimli bir film 10 ödül birden aldı. Benim eksiğimdir muhakkak, filme dair hiçbir şey duymamıştım. Araştırdım ne filmin afişi var, ne teaser’ı. Hep benzer bir filmin malzemeleri çıktı karşıma.
Sinema meraklısı isimler de şaşkın; ‘Niye haberimiz yok bu filmden?’ diye... Filme dair tek bildiğim, jüri başkanı Zeki Demirkubuz’un ödül verirken söyledikleri. Bu filme neden 10 ödül verildiğini açıklarken diyor ki; “Öyle bir film ki bu, biraz daha sürse, Çehov’un dediği gibi neden yaşadığımızı anlayacaktık..” Yok artık daha neler!!
Bu açıklamadan sonra filmi o kadar merak ettim ki... Vizyona soksalar da, ne kaçırdık anlasak! İzleyince de, neden yaşadığımın sırrına vakıf olmazsam bilet paramı geri isterim, ona göre!!
Yaşar’ın ‘Alev Alev’ yorumu
Feridun Düzağaç’ın kült şarkılarından biridir ‘Alev Alev’… Çok da severim. Bu ara şarkı hiç olmadığı kadar gündemde çünkü Ebru Yaşar şarkıyı yeniden yorumladı.
Eğer ağır, damar şarkılar seviyorsanız, tam size göre. Çok farklı, şarkıyı başka rafa taşıyan bir yorum olmuş. Ben sevdim. Ebru Yaşar, daha önce de Zakkum’un ‘Ben Ne Yangınlar Gördüm’ şarkısını söylemişti, o da çok iyiydi.
İki minik eleştiri
■ Cenk Küpeli’nin babası konuşmuş; Demet Şener’in oğluyla eski kocasına nispet için evlendiğini söylemiş. Belli ki aile bu evliliği istemedi ama bu saatten sonra bir babaya yakıştı mı bunlar? Oğlunu düşünen bir baba kırılsa da küsse de konuşmamalıydı.
■ Hakan Sabancı eğlence çıkışı basından kaçıyor, kız arkadaşını da araca almayı unutuyor. Görüntüleri izledim. Asıl unutulan centilmenlik sanırım.