Masalarda konuşulan 3 konu!

Adana Lezzet Festivali’ndeyim... Sabahın köründe bile ciğer kokularının yükseldiği kentte, gastronomi başrolde bu hafta sonu. Adana’nın zengin yemek kültürünü tanıtmayı amaçlayan festival, yedinci kez yapılıyor ve ufuk açıcı pek çok söyleşi ve etkinlik hayata geçiriliyor. Bunların her birine yetişmeye çalışırken, bol bol da kebap masalarına oturuyoruz elbette. Epey kalabalığız; festival için ülkenin en önemli şefleri, gastronomi yazarları, basın mensupları, popüler simaları burada. Uzun zamandır birbirini görmeyen insanlar aynı masada buluştuğunda konu konuyu açıyor ve gastronomi muhabbeti mutlaka ama mutlaka gündemdeki 3 konuya bağlanıyor eninde sonunda.

1- 140 Journos’un hazırladığı ‘Kedicik’ belgeseli
2- ‘İkizlerin babası nasıl farklı çıkar?’ sorusu
3- Ve Beşiktaş’ın son anda ‘başardığı’ hezimet!

1- Bu örgüt bu kadar mı sadece?

Evet, YouTube’taki ‘Kedicik’ler son günlerde masaların bir numaralı konusu! Zira kısa zaman önce yayınlandı. Adnan Oktar tarikatının, kızları nasıl tuzağa düşürdüğünü anlatan belgeseli beğenen var, beğenmeyen var, eksik bulan var ama yine de herkes şaşkınlıkla birbirine anlatıyor. Ben de şaşıranlara şaşırıyorum ve şunu diyorum; yahu yıllarca devletin ve sermayenin izniyle TV ekranlarından izlemedik mi bu tiyatroyu biz? Yıllarca, gözlerini bir adamın gözlerine dikip oynayan kadınları, kendini mehdi yerine koyan adamın egosunun okşanmasını ‘gülerek’ izlemedik mi? Her ne kadar üstü kapatılsa da, bu adamın yarattığı suç örgütünün ‘hünerlerini’ duymadık mı? Parti liderlerinin, siyasilerin ve hatta ünlülerin megoloman bir adama sevgisi ve ilgisi gerçekten bu kadar yabancı mı bize? İlk kez duymuş ve izlemiş gibi şaşırmak neden? Evet iyi ki yapıldı bu belgesel orası ayrı, herkes de izlemeli ama belgesele dair eleştirileri de cebimize koyarak! Örgütten ne sebeple koptuğu belli olmayan itirafçının kahraman gibi sunulması, zamanında Oktar ile röportaj yapan gazetecilerin ‘İşin vehametini görmemişim’ diyerek kendini aklaması ve kullanılan dil eleştiriliyor. Tarikatla olan ilişkisinin 18-19 yaşında başladığını söylerken; “Düşünsenize, karşınızda sizden 15 yaş büyük insanlar var… ne bilebilirsin, hayata karşı ne öngörün olabilir, reflekslerin ne olabilir, ne algılayabilirsin?” diyen mağdurlar. Ve Adnan Oktar’ın ‘deli’ olduğunu söyleyen uzman. ‘İktidarsız’ ve ‘erkeklik krizine girdiği’ söylenen tarikat lideri portresi.. Bu örgütün, bir seks tarikatı gibi gösterilmesi sebebiyle eleştiriliyor belgesel. Ki buna ben de katılıyorum. Olanlar bundan ibaret değil. Bunca yıldır bu denli palazlanan, kitaplar basan, politik ilişkiler kuran ve yıllardır dokunulmayan bir suç örgütünün sadece seks hikayesine odaklanmak yeterli midir, izleyin ve kararı siz verin bence. ‘Salak salak işler’ deyip küçümsediğimiz oluşum çok başka çünkü!

2- Ayrı babalardan ikiz bebek olur mu?

Masalarda hayretle konuşulan ikinci mevzu, ayrı babalardan olan ikiz bebek mevzusu... Bir televizyon programında ortaya çıktı olay ve herkes toplu halde hayret ediyor olaya. Zira bugüne kadar kimse, ikiz bebeklerin ayrı insanlardan olabileceğini duymamıştı! ‘Olabilir mi ya?’ diye soranlar, “Binde bir olurmuş” diye cevaplayanlar gırla. Neyse ki bir gazete haberi imdadımıza yetişti, işin aslını uzmanlardan dinledik. Olay şöyle oluyor: “Kadınlarda bazı aylarda 2 yumurta çatlaması olayı meydana gelebilir. Bu süreçte kadın 2 farklı partner ile 12 ile 24 saat arasında birliktelik yaşarsa, çift yumurta ikizi şeklinde hamilelik yaşayabilir.” Anlayacağınız dizide izlesek “Amma abartmışlar” diyeceğimiz şeyler, gerçek hayatta oluyor. Ben asıl buna şaşırıyorum. Ne kadar sıkıcı hayatımız varmış bizim!

3- Beşiktaşlılar çok öfkeli

Masaların olmazsa olmaz diğer konusu Beşiktaş elbette.. Lugano karşısında 2-0 öndeyken, 9 dakikada yenilen 3 gol ile gelen mağlubiyet sonrası teknik direktör Şenol Güneş ile yollar ayrıldı biliyorsunuz. “Bir takım nasıl 2-0 öndeyken, 9 dakikada 3 gol yer?” diye isyan edenlere tarafsız bir gözle sordum ben de. “Bu sadece hocanın hatası mı? Yani neden sadece teknik adama mal ediliyor bu olanlar?” Tamamen mesleki bir meraktı benimki ama öfkeden deliye dönmüş taraftarlar çok sinirlendi ve şunları söyledi: “Bir teknik adam, maçı önde götürürken 3 gol yerse tabii ki fatura ona çıkar! Takımda yapacağı değişikliklerle bu golleri engelleyebilirdi, önlem alabilirdi. Takımda 10 kişi kalmış, defansa yönelik çalışmalıydı. Üstelik bu, bardağı taşıran son damlaydı..” Baktım, futboldan anlamayan birini çekecek durumda değiller, ben de sustum.