EMEK VE ZAMAN
Birkaç gün önce Dünya Gönüllüler Günü’nü kutladık. Birleşmiş Milletler gönüllülüğü, herhangi bir finansal karşılık veya çıkar beklemeden sivil toplum kuruluşları, toplumsal girişimler ya da gönüllü katılıma olanak sağlayan kurumlarda emek ve zaman ayırarak destek olmak, iyiliği paylaşmak olarak tanımlıyor.
4.3 MİLYAR KİŞİ
Her yıl hayata anlam katmak isteyen 4.3 milyar insan dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için bireysel katkı veriyor, tanımadığı birine yardım ediyor ya da gönüllü oluyor. Gelişmiş ülkelerde sivil girişimlere toplumsal katılım oranları yüzde 25-56 arasında değişiyor. Ülkemizde ise bu oran ne yazık ki çok daha düşük…
DÜNYA SIRALAMASINDA 122’NCİYİZ
142 ülkeye ilişkin değerlendirmelerin bulunduğu Dünya Bağışçılık Endeksi – 2024 verilerine göre Türkiye’nin genel bağışçılık skoru yüzde yüzde 29 ve sıralaması 122 olarak belirlendi. Endeks sonuçlarına göre Türkiye’de yetişkinlerin gönüllülük yapma oranı sadece yüzde 10… Yani yardımseverlik kültürümüzde var, elimizden geldiğince ihtiyacı olanlara destek oluyoruz ama gönüllülük yapmıyoruz…
DEPREM SONRASI MADENCİLERE EĞİTİM
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin sayıları hızla artıyor, ülkenin ihtiyacı olan konularda fayda yaratmak için gittikçe daha fazla yatırım yapılıyor. Projelerin sayıları artıyor ama nitelikleri de artıyor mu diye düşünmek gerek. Bence artık sadece farkındalık yaratmak amacıyla yapılan kısa süreli projelerin yerlerini daha uzun soluklu ve sürdürülebilir projelere bırakma zamanı geldi… Geçtiğimiz haftalarda Brandweek Zirvesi’nde dinlediğim araştırmacı Bekir Ağırdır “Artık farkındalık değil, eylemlilik projelerine, davranış değişikliği sağlayan projelere ihtiyaç var” dedi. Bence de anlam arayışının arttığı günümüzde, sosyal sorumluluk projelerinin amacı toplumda dönüşüm yaratmak, olumlu bir değişime öncülük etmek olmalıdır.
KAN BAĞIŞI FARKINDALIĞI ÖNEMLİ
Kızılay ülkemizdeki kan bağışı ihtiyacının yüzde 87’sini karşılıyor. ‘Kan acil değil daimi ihtiyaç. 1 kan bağışı 3 kişinin hayatını kurtarabilir. Kan bağışı yaparak, hayat kurtarın’ çağrısı yapan Kızılay İstanbul İl Başkanı Burcu Kösem vatandaşların bu konudaki farkındalığını arttırmayı hedefliyor. “Sağlık Bakanlığı’na bağlı kan transfüzyonu yapan 1140 hastanenin tüm kan ihtiyacını karşılıyor, ihtiyacı olan hastaların zamanında tedavi olabilmesi için güvenli ve düzenli kan ile kan ürünlerinin ücretsiz olarak tedarikini sağlıyoruz” diyen Kösem bağışçıların kan vererek başka bir hayatı kurtarmanın yanında kendi sağlıklarına da katkı sağlayacağını vurguluyor.
DENİZLERİN AKCİĞERİ KORUMA ALTINDA
Türkiye İş Bankası ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) işbirliği ile gerçekleştirilen ‘Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları’ projesi kapsamında Marmara Denizi’nin akciğerleri sayılan deniz çayırlarının haritalanması, temizlenmesi ve korunmasına yönelik çalışmalar yapılıyor. TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk “Bu projeyle Marmara Denizi’nin sağlığı için kritik öneme sahip Posidonia oceanica deniz çayırlarının bulunduğu alanların haritalandırılmasını, üzerindeki atıklardan temizlenmesini ve korunmasını hedefliyoruz” derken Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri İzlem Erdem ise “Faaliyetlerimizin her adımında sürdürülebilirliği odağımıza alıyor; doğal yaşamı, ekolojik dengeyi ve biyolojik çeşitliliği koruma bilinciyle hareket ediyoruz. Ormanlarımızı korumak geleceğimiz için ne kadar önemliyse, deniz çayırlarını yaşatmak da aynı ölçüde önemli” dedi.
ENGELSİZ YAŞAM
Shell Türkiye engelsiz yaşam yaklaşımı doğrultusunda Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin (TMPK) engelsiz yaşam için sunduğu hizmetleri ileri taşımayı hedefliyor. Shell & Turcas Perakende Satışlar Pazarlama Direktörü Özkan Özyavuz, “Kendimizi 10 milyonu aşkın engelli bireyin, onlara inanan herkesin ve TMPK’nın resmi taraftarı olarak kabul ediyoruz. Hikayelerine destek olduğumuz birçok örnekte gördük ki, yapabilirim diyerek yola çıkmanın, başarmanın, böylece bir başkasının da harekete geçmesine ilham olmanın yarattığı duygu çok büyük” dedi.
Geçtiğimiz hafta Dünya Kız Çocukları Günü’nü kutladık… Ülkemizde kız çocuklarının eğitim ve eşitlik mücadelesini desteklemek, Türkiye’nin her bölgesinde kız çocuklarının okullaşma oranının artması çok önemli… 50 yıldır kız çocuklarının fırsat eşitliğine sahip olması ve potansiyellerini gerçekleştirmesi için çalışan Sabancı Vakfı, bu konuda farkındalık yaratmak için özel bir film hazırladı. #SenKızBizYanındayız mesajıyla hazırlanan filmde, tüm cehalete ve eşitsizliklere karşı “Kız ki büyüsün hayallerin, kız ki değiştir” diyerek her kız çocuğunun kendi yolunu çizebilmesi için çağrı yapıldı. Toplumsal gelişme ve ilerlemenin ancak kız çocuklarının ve kadınların fırsat eşitliğine sahip olmasıyla mümkün olacağına inanıyor, bu amaçla sürdürülebilir sosyal sorumluluk projelerine imza atan kurumları destekliyorum.
VANLI KADIN YELKENCİLER İSTANBUL’DA YARIŞACAK
Van’da yaşayan üniversiteli 5 genç kızın oluşturduğu yelken takımı 20 Ekim’de gerçekleşecek 9. Deniz Kızı Kadın Yelken Kupası’nda Make-A-Wish Türkiye adına yarışmak için İstanbul’a geliyor. Make-A-Wish Türkiye Genel Müdürü Özlem Özen “Bu takım, yalnızca denizde değil, hayatın her alanında sınırlarını aşan güçlü kadınlardan oluşuyor. Onların başarısı ve azmi, hayalleri için mücadele eden çocuklarımız için ilham kaynağı oldu. Bu yarış, sadece bir spor etkinliği değil, aynı zamanda çocuklarımızın hayallerine giden yolda sembolik bir öneme sahip” dedi. Geçtiğimiz yıllarda Samsun ve Mersin’den gelen kadın yelkencilerin yarıştığı Kupa, yaz boyunca Van Gölü’nde antrenman yapan genç yelkencilerin eklenmesiyle kapsamını daha da genişletti.
ATLAR FARKINDALIK İÇİN KOŞTU
Serebral Palsi’ye dikkat çekmek amacıyla Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı ve Türkiye Jokey Kulübü iş birliğinde Veliefendi Hipodromu’nda özel bir koşu düzenlendi. Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı Genel Direktörü Nigar Evgin, “Dünya genelinde 17 milyon engelli bireyin mücadele ettiği Serebral Palsi konusunda çok yönlü farkındalık çalışmaları yürütüyor, aileleri bilinçlendirerek erken tanı ve doğru tedaviyle buluşan çocukların yaşam konforunun artırılabileceği mesajını veriyoruz. İhtiyaca göre sıklıkla başvurduğumuz hipoterapi (at destekli terapi) serebral palsili bireylerin tedavi süreçlerine olumlu yönde katkı sağlıyor” dedi.
EKER I-RUN 18 STK İÇİN KAYNAK YARATTI
Geçtiğimiz haftalarda Paralimpik Milli takımımızın başarıları ile gururlandık. Engellerin azimle, inançla, disiplinle ve çalışkanlıkla nasıl aşılabildiğini gösteren milli sporcularımız Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda 6 altın, 10 gümüş ve 12 bronz olmak üzere 28 madalya kazanarak, tarihi bir rekora imza attılar. Paris 2024 Paralimpik Oyunları’na 15 farklı branştan 94 sporcuyla katılan Milli Takımımız yüzme, taekwondo, okçuluk, judo, goalball, halter, atletizm, masa tenisi, atıcılık ve eskrim branşlarında madalya kazandı. Milli yüzücümüz Umut Ünlü, aynı organizasyonda iki altın madalya kazanan ilk Türk sporcu olarak tarihe geçerken Goalball kadın milli takımımız, üst üste 3. kez paralimpik oyunlar şampiyonu olarak tarih yazdı. Öznur Cüre Girdi, makaralı yay sıralama atışlarında dünya ve paralimpik oyunlar rekoru kırarken Aysel Önder dünya ve paralimpik oyunlar rekorunu egale etti. İbrahim Bölükbaşı judoda, Hakan Akkaya tekerlekli sandalye eskrimde, Aysel Önder ise para atletizmde madalya kazandılar. Bu olağanüstü başarıda Türk sporcularının yılmayan azminin, yoğun çalışmalarının olduğu kadar onlara sürdürülebilir destek veren sponsorlarının da büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.
ENGELLİLERE SÜRDÜRÜLEBİLİR DESTEK
Sporun iyileştirici gücünün sağladığı pozitif katkılardan ilham alarak milli paralimpik sporculara destek olmayı hedefleyen LC Waikiki Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin 2024-2025 dönemi boyunca ana sponsorluğunu üstlendi. 2023 yılında Milli Paralimpik Atlet Hamide Doğangün iş birliği ile “iyi giyinmek engelli bireylerin de hakkı” mottosunu vurgulayan LCW’nin E-Ticaret Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Barbaros Yiş, “Türkiye’de engellilere yönelik ilk giyim koleksiyonunu geliştiren kurum olarak kapsayıcılığa inanıyoruz. Birbirinden değerli başarılara imza atan ve herkese örnek olan sporcuların hikayelerini daha çok duyurmaya, ilham veren sporcuların yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
SPORCULARA İLHAM OLUYOR
Engelsiz yaşam yaklaşımı doğrultusunda Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’ni (TMPK) desteklediklerini belirten Shell Turcas CEO’su Emre Turanlı, “Engelli bireylerin hayata katılmalarını ‘Bir Kişi Daha’ demenin, hayal etmenin, inanmanın ve örnek olmanın önemine inanıyoruz. Hikayelerine destek olduğumuz bir çok örnekte gördük ki, yapabilirim diyerek yola çıkmanın, başarmanın, böylece bir başkasının da harekete geçmesine ilham olmanın yarattığı duygu çok büyük. Bütün sporcularımızın ilham olduğuna yürekten inanıyorum” dedi.
ÜNİVERSİTELİLER İÇİN YENİ DÖNEM
İşverenlerce daha az tercih edilen devlet üniversitelerinden yeni mezun gençlere işe geçiş süreçlerinde fırsat eşitliği sağlamayı hedefleyen Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı kapsamında STK’larda işbaşı yapan yeni katılımcılarla birlikte programdan yararlanan genç sayısı 350’ye ulaştı. Program, yeni mezunların 12 ay boyunca STK’larda tam zamanlı çalışmalarına imkan sağlıyor. Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı; “Yaklaşık 10 yıl öne çıktığımız yolculuğumuzda bugüne kadar dokunduğumuz 1.450 genç günden güne gelişerek başarı basamaklarını bir bir tırmanıyorlar. Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı’nın Esas Sosyal ailesine dahil olan 50 gence gelişimlerinde ve donanım sahibi olmalarında ilham vermesini diliyorum” dedi.
Akbank, Türkiye ve Avrupa’nın en büyük ileri dönüşüm projelerinden birine imza atıyor. ‘Sürdürülebilirlik insan için’ vizyonu ile faaliyetlerini sürdüren Akbank, renovasyon sürecinde olan genel müdürlük binasında işlevini tamamlayan mobilyalarını ileri dönüşüm tekniği ile okul eşyalarına dönüştürüyor. ‘Dönüşümde Gelecek Var’ projesi ile Akbanklıların işlevini tamamlayan ofis mobilyaları yeniden hayat buluyor.
360 İLKÖĞRETİM OKULU İÇİN MOBİLYA
Proje kapsamında İskenderun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde bir ileri dönüşüm atölyesi kuran Akbank, lise öğrencileri ile öğretmenlerinin liderliğinde sürdürülebilir mobilya üretimi yapıyor. Bu kapsamda sınıf ve kütüphane kullanımı için ileri dönüştürülen mobilyalar, deprem bölgesindeki anaokulu çocukları için okul malzemesi oluyor, öğrencilere daha iyi eğitim olanakları sağlanmasına hizmet ediyor. ‘Dönüşümde Gelecek Var’ projesinin ilk aşamasında ileri dönüştürülen yaklaşık 5 bin 300 okul mobilyası Hatay başta olmak üzere depremden etkilenen bölgedeki 360 ilköğretim okuluna dağıtıldı. Akbank ileri dönüşüm ile toplamda 10 bine yakın mobilya üretilerek 650 okulda 290 bin öğrenciye ulaşılmasını hedefliyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE KAPSAYICI BAKIŞ
Bu projenin insan odaklı sürdürülebilirlik stratejilerinin bir yansıması olduğunu belirten Akbank Marka ve İletişim Başkanı Beril Alakoç, “Akbank olarak sürdürülebilirliğe bütünsel bir bakış açımız var. Sürdürülebilirliğin çevre için olduğu kadar insan için de olduğuna inanıyoruz. Sürdürülebilirliğin sosyal boyutunu dört ana başlıkla kapsıyoruz; eğitim, gönüllülük, kültür ve sanat ve girişimcilik… Sosyal etkisini ölçtüğümüz, her sene hedefler koyduğumuz, yıllardır sürdürdüğümüz projelerimiz var” dedi.
ÇOK BOYUTLU FAYDA YARATIYORUZ
“Sürdürülebilirlikte farkındalık döneminin bittiğini artık fayda yaratma, harekete geçme zamanının geldiğini düşünüyoruz” diyen Alakoç, şunları dile getirdi: “Toplumsal faydayı sürdürülebilir kılmak, davranış değişikliği sağlamak için yaratılan faydayı daha iyi anlatmamız gerekiyor. Akbank Genel Müdürlüğü’nün yaklaşık 2 yıl önce başlayan mimari dönüşüm projesini de bu doğrultuda sürdürülebilirlik vizyonumuzla uyumlu ve insana fayda sağlayacak şekilde tasarladık. İşlevini tamamlayan ofis mobilyalarımız ile Türkiye ve Avrupa’nın alanında en büyük ve kapsamlı ileri dönüşüm projelerinden birini başlattık. Dönüşümde Gelecek Projesi kapsamında da 31 TIR demonte malzemeyi İskenderun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne ilettik. Oraya bir atölye kurduk. Bu atölyede ofisteki işlevini tamamlayan mobilyalar dolap, çekmece, masa, sandalye, kütüphane oluyor.”
Toplumun değişik kesimlerine fayda sağlayan projelerin sayıları ve kapsamı her geçen yıl daha da artıyor. Capital Dergisi’nin 19 yıldır gerçekleştirdiği Sosyal Sorumluluk Liderleri Araştırması’nın halk anketi sonuçlarına göre katılımcıların büyük kısmı iş dünyasının Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) konusunda daha sorumlu davranması gerektiğine inanıyor. Ankete katılanların yüzde 59.2’si, “Özel sektör kurumlarının/ iş dünyasının sosyal sorunlar konusunda sorumlulukları olduğunu düşünüyorum” derken, beyaz yakalılarda bu şekilde düşünenlerin oranı yüzde 97.7’ye ulaşıyor. İş dünyasının 2023’te bu alanda önceki yıllara göre daha fazla yatırım yaptığı gözlemleniyor. Halkın KSS duyarlılığı arttıkça, kurumlardan beklentileri de yükseliyor. Eğitim, sağlık, fırsat eşitliği, aile içi şiddet, çevre, çocuk ve kadın hakları en çok proje yapılması beklenen konular olarak göze çarpıyor. Toplumsal faydayı tabana yaymayı hedefleyen projeler arasında iklim değişikliğinin etkilerini azaltan, sürdürülebilir tarımı destekleyen, geri dönüşümü destekleyen projeler fark yaratıyor.
YAPAY ZEKA MARATONU
Turkcell Zekâ Gücü Projesi kapsamında Türkiye’nin özel yetenekli öğrencilerini teknolojiyle tanıştırmayı, onların yeteneklerini erken yaşta keşfedip geliştirmeyi hedefliyor. Bu amaçla Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Bilim ve Sanat Merkezleri’nde (BİLSEM) Zekâ Gücü Teknoloji Sınıfları kuruyor, burada ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki BİLSEM öğrencilerine teknoloji, robotik ve kodlama eğitimleri veriyor. Zeka Gücü projesi kapsamında düzenlenen yapay zeka maratonuna 70 ilden 801 Bilsem öğrencisi ve 173 öğretmen katıldı. Gençlerin birbirinden ilginç fikirleriyle yarıştığı maratonun ödül töreninde konuşan Turkcell Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Taha Koç, “Teknolojik gelişim sayesinde, insan beynini simüle eden makinalarla yan yana çalıştığımız bir dönemdeyiz. İleride yapay zekayı kullananlar, kullanmayanların yerini alacak. Sizlerin yapay zekâ alanında yapacağı çalışmalar, sadece bugünü değil, yarını da şekillendirecek.” dedi.
GENÇLERE İŞ FIRSATI
Esas Sosyal, işverenlerce daha az tercih edilen devlet üniversitelerinden yeni mezun olan gençlerin iş hayatına daha öz güvenli ve donanımlı bireyler olarak adım atmaları amacıyla 9 yıldır sürdürülebilir programlar gerçekleştiriyor. Katılımcıların 12 ay boyunca STK’larda tam zamanlı çalışmalarına imkan sağlayan Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı’nın yeni dönem başvuruları 23 Haziran’a kadar devam edecek. Program, gençlere, STK’ların kurumsal iletişim, finans ve muhasebe, insan kaynakları, idari işler, bilgi teknolojileri ve kaynak geliştirme gibi birimlerinde iş deneyimi sağlamasının yanı sıra İlk Fırsat Akademisi kapsamında 250 saatin üzerinde eğitim ve mentörlük imkanı sağlıyor.
YÜZDE 100 YERLİ AYÇİÇEK TOHUMU
Savola Gıda, Tohum Derneği işbirliği ile dört yıldır hayata geçirdiği “Yerli Ayçiçeği Tohumu Geliştirme ve Çiftçi Destekleme Projesi” sonucunda ayçiçek üretiminde yüzde 20 oranında verim artışı sağlamayı hedefleyen Türk toprağına uygun YDM 2239 tohumlarını üretti. Savola Gıda Türkiye Genel Müdürü Houmer Balazadeh, “2021’den beri projeye dahil olan önder çiftçiler ile toplam 23 çeşit tohum denemesi yaptık. Her hasat dönemi sonunda yapılan analizlere göre verimli olan YDM 2239’un tescilini almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Hedefimiz yerli üretimi artırmak” dedi. Tohum Derneği Başkanı Musa Kaya da, “Projenin ilk yılında kurduğumuz çiftçi ağında şu anda toplam 1000 çiftçi bulunuyor. Çiftçilere eğitim ve yerli tohum desteği vermeye devam ediyoruz” diye konuştu.
Bugün 1 Haziran Ulusal Fenilketonüri (PKU) Günü… PKU Aile Derneği ve kalıtsal metabolik hastalıkların beslenme tedavisine yönelik çözümler sunan Nutricia Türkiye, Ulusal Fenilketonüri (PKU) Günü’nde özel bir farkındalık kampanyası başlattı.
PROTEİN KISITLI DİYET
Kalıtsal bir metabolik hastalık olan fenilketonüri, kısaca PKU, bireylerin yaşamları boyunca doğal proteinden kısıtlı bir diyet uygulamalarını gerektiriyor. Bu da sosyal hayatta çeşitli zorluklarla karşılaşmalarına neden oluyor. Nutricia Türkiye Uzman Beslenme Direktörü Cenk Kurt ve PKU Aile Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Atakay ve kampanya destekçisi Ezo Sunal ile “Bugünün Menüsünde Emek Var” kampanyası hakkında konuştuk.
BÜYÜK EMEK İSTİYOR
Kampanya kapsamında PKU’lu bir genç ve annesiyle bir araya gelen Ezo Sunal günlük beslenme düzenlerine uyumun gerekliliğine dikkat çekmek amacıyla düşük proteinli yiyecek siparişi vermek üzere restoran, kafe ve pastane benzeri işletmelerle iletişime geçti. Hayatı boyunca yediklerine son derece dikkat etmesi gereken PKU’lu bireylerin özel beslenme ihtiyaçlarına uygun yiyecekler bulmasının kolay olmadığını, özellikle dışarıda yemek alternatiflerinin ne kadar kısıtlı olduğunu gözlemledi. ‘Yumurtasız menemen, etsiz köfte, düşük proteinli un ile yumurtasız pasta olur mu?’ sorusunun sık sık gündeme geldiği kampanyada, küçük detayların PKU’lu bireylerin günlük hayatlarında ne kadar önemli olduğu vurgulandı.
EZO SUNAL: BİLİNÇLENMEK ÖNEMLİ
Kampanyanın hayatında unutamayacağı bir deneyim ve farkındalık yarattığını belirten Ezo Sunal, “19 yıldır çocuklarla çalışan biri olarak, bu kampanyanın bir parçası olana dek PKU’yu duymamıştım. Oysa ki her yıl yaklaşık 200 PKU’lu bebek dünyaya gelerek toplumun bir parçası oluyor. Karşılaşılan zorlukların anlamlı bir özeti olan kampanyamızla, bir kişiye bile ulaşsak ne mutlu bize. Sosyal hayatta özel diyeti olan, özel beslenen bireylerin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için biraz daha esnek, açık olmakta fayda olduğunu düşünüyorum. En önemlisi de konuyla ilgili bilinçlenmek” dedi.
Türkiye İş Bankası’nın 100. yılına özel olarak 2008-2017 yılları arasında Orman Genel Müdürlüğü ve TEMA Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen “81 İlde 81 Orman” Projesi yeniden hayata geçiyor. Ülkemizdeki ormanlık alanları çoğaltarak doğayı korumak ve toplumda çevre bilincini artırmak amacıyla başlatılan bu projede, 81 ilde 5 yıl içinde 2 milyon 200 bin fidan toprakla buluşturulacak. Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, İstanbul Orman Bölge Müdürü Celal Pir ve TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç proje ile ilgili görüşlerini paylaştı.
2.2 MİLYON FİDAN TOPRAKLA BULUŞTU
Türkiye İş Bankası, “81 İlde 81 Orman” projesini Orman Genel Müdürlüğü ve TEMA Vakfı işbirliğiyle yeniden hayata geçiriyor. Ağaçlandırma seferberliğine dönüşen projenin ilk aşamasında, 81 ilde yaklaşık 1500 hektar alanda 2 milyon 205 bin fidan toprakla buluştu. Bu sahalarda 5 yıl boyunca düzenli bakım yapıldı ve tutmayan, kuruyan ya da zarar gören fidanların yerine yeni fidanlar dikildi. Ayrıca proje kapsamında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 22 hektarlık alanda 35 bin 200 fidanla 82’nci orman da kuruldu.
YÜZDE 84’Ü ORMANA DÖNÜŞTÜ
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, 100’üncü kuruluş yıl dönümünü kutlayan İş Bankası’nın da artık asırlık çınar olarak nitelendirilen kurumlar arasına girdiğini belirterek, ikinci yüzyıla giriş yaparken yeni çınarlar yetiştirmek üzere TEMA Vakfı ve Orman Genel Müdürlüğü ile bir yolculuğa çıktıklarını söylüyor. Bunun aslında yeni bir yolculuk olmadığını belirten Aran, “2008-2017 yılları arasında 1500 hektar alana 2.2 milyonun üzerinde fidan dikmiştik. Ne mutlu bize, bu fidanlar yüzde 84 ormana dönüştü” dedi.
ŞÖLEN HAVASINDA DİKİM YAPILACAK
Projenin ikinci aşamasında Samsun ve Erzincan’dan başlayarak sırasıyla 81 ile ulaşılacağını anlatan Aran, “Şimdi de yeniden hayata geçirdiğimiz ve 2.2 milyon fidan dikmeyi planladığımız projeyle karşınızdayız. Samsun ve Erzincan’dan başlayacağız, sırasıyla 81 ilimize ulaşacağız. Her ilimizde bölge halkıyla, çalışan ve emeklilerimizle, çocuklarımızla şölen havasında bu dikimi yapacağız. Önümüzdeki 5 yıl içinde tekrar ülkemize orman alanları kazandıracağız” diye konuştu.