Son dakika beslenme önerileri haberleri ile ilgili Posta.com.tr'ye eklenen tüm haberler bu sayfada yer almaktadır. Geçmişte yaşanan beslenme önerileri gelişmeleri, bugün yaşanan en flaş gelişmeler ve çok daha fazlası sürekli güncel olan beslenme önerileri haber sayfamızda...
Ramazan ayında oruç tutan çocuklar ve gençler için sağlıklı ve dengeli beslenmenin büyük önem taşıdığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Tuğçe Yılmaz, "Yetersiz ve dengesiz beslenme, gün boyu halsizlik, odaklanma problemleri ve ders veriminde düşüşlere yol açabilir" dedi.
Ramazan ayı, hem manevi hem de fiziksel olarak bir dayanıklılık sınavı gibidir. Özellikle iş hayatının yoğun temposunda oruç tutmak, kişileri sağlıklı beslenme alışkanlıklarını sürdürmeleri konusunda oldukça zorlayabilir. Gün boyunca açlık ve susuzlukla mücadele ederken, iftar vaktinde hem ruhsal hem de bedensel ihtiyaçları karşılamak önemlidir. Peki, iftarı iş yerinde yapmak zorunda kalanlar, sağlıklı ve huzurlu bir Ramazan geçirmek için nelere dikkat etmeliler? Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Beste Mum; oruç tutan ve çalışma saatleri iftar ya da sahur saatleri içinde olan kişilerin beslenmesinde dikkat edilmesi gerekenleri Posta.com.tr okurları için tek tek anlattı. İşte detaylar...
Tiroit hastalarının Ramazan ayında ilaçlarını nasıl kullanması gerektiğini belirten Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Temiz, "Tiroit ilacı kullanan hastalar, ilaç tedavileri hekimleri tarafından uygun şekilde düzenlenerek, ilaçlarını sahurda veya iftarda almak kaydıyla oruç tutabilirler" dedi.
Ramazan ayında bazı besinlerin, özellikle uzun açlık süresinin ardından mideyi zorlayabileceğini ve mide sorunlarına yol açabileceğini belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aslı Çifcibaşı Örmeci, ‘Baharatlar, mide asidini artırabilir ve mide yanması gibi sorunlara yol açabilir. Portakal, domates gibi asidik gıdalar, özellikle mide asidini artırarak reflü gibi sorunlara yol açabilir. Şekerli tatlılar kan şekerini hızlıca yükseltip ardından düşmesine sebep olur, bu da halsizlik ve yorgunluk yaratabilir’ dedi.
Prof. Dr. Hakan Yüceyar, sindirim sisteminde yaşayan bakteri topluluğunu ifade eden "mikrobiyota" kavramı hakkında bilgiler verdi. Mikrobiyotanın, sindirim sistemi ile ilgili hastalıkların dışında, şeker hastalığı, demans, alzheimer, depresyon, otoimmun hastalıklar, damar sertliği, uyku problemleri gibi sorunlarla ilişkilendirildiğini ifade eden Yüceyar, "Mikrobiyota testinden elde edilecek verilerle düzenlenecek diyet önlemleri ve kullanılacak uygun probiyotikler, birçok hastalığı önleyebilmektedir" dedi.
Ramazan ayı içerisinde uzun süre aç kalınacak olması nedeniyle en çok dikkat edilmesi gereken şeylerin başında beslenme önerileri geliyor. Gece kalkılan sahurda hafif yemekler tüketmek, iftar sofralarında uzun süren açlığın ardından yemeğe yavaş ve aralıklı devam etmek sağlık açısından önem arz ediyor. İşte Ramazan ayı beslenme önerileri...
Bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar, Omega-3'ün faydasıyla ilgili çarpıcı bir gerçeği ortaya koyuyor. Düzensiz egzersizle birleştiğinde ise bu etkisi artıyor. Diyetisyen Gülçin Işık, Omega-3'ün faydaları ve ortaya çıkan etkisiyle ilgili önemli açıklamalarda bulunuyor.
Vücudumuzun kusursuz bir şekilde çalışması için vitamin ve mineral dengesini iyi sağlıyor olmak ve besin tüketimini bu doğrultuda yapmak oldukça önemli. Vücudunuz vitamin ve mineral eksikliği yaşadığında bazı belirtiler göstererek size uyarı verebilir. İşte vitamin ve mineral eksikliğiniz olduğunu gösteren o belirtiler...
Manda yoğurdu, içeriğindeki yüksek kalsiyum, protein ve iyi yağlar sayesinde kemik sağlığını güçlendirirken, chia tohumu da zengin lif ve omega-3 içeriğiyle kalp sağlığını destekler. Peki, bu iki mucizevi besini birleştirerek hem sağlığınızı koruyabilir hem de hastalıklardan uzak durabilirsiniz? İşte, manda yoğurdu ve chia tohumunun birleşiminin vücudumuza sağladığı faydalar!
Son günlerde sayısı artan gribal enfeksiyonlar, uzun süren öksürükler ve halsizlikler vatandaşları olumsuz etkiliyor. Bu hastalıklar bazen bir ay boyunca sürüyor, hatta akciğer sorunlarına ya da kalıcı bir öksürüğe sebep olabiliyor. Diyetisyen Tilbe Akın Özkaya, salgın hastalıkları atlatmanın en büyük zorluğu olarak COVID-19 pandemisinin etkilerini gösterirken, pandemi döneminde zayıflayan bağışıklık sisteminin her türlü virüs, bakteri, ve soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklara daha fazla açık hale geldiğini ifade etti. Özkaya bu noktada, salgın hastalıklara karşı korunmak için temel faktörün güçlü bir bağışıklık sistemi olduğunun altını çizdi.
Yeni bir yıl, taze bir başlangıç anlamına gelir. Yılbaşında fazla kaçırılan yemeklerin ardından hem bedeni hem de zihni arındırmak için detoks yapmak ve dengeli bir diyete başlamak harika bir fikirdir. Özellikle bazı detoks tarifleri var ki yeni yıla daha hafif ve enerjik başlamanıza yardımcı olabilir. İşte içeni tığ gibi incecik bırakan o tarif ve yeni yıl için beslenme önerileri...
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşe Dişli Gürler; menopoz dönemindeki kadınlarda en sık görülen şikayetlerden birinin kemik erimesi olduğunu ifade ederek; hormon replasman tedavisiyle şikayetlerinin önüne geçildiğini söyledi.
Okula giden özellikle de anaokulu çağındaki çocuklar için beslenme önerileri paylaşan Diyetisyen Zeynep Dolu, “Çocukların özellikle kemik ve diş gelişimi için günde 2-3 porsiyon süt ve süt ürünü tüketmeleri önemlidir. Günlük beslenme planı içine yüksek kaliteli proteinlerden yumurta, 2-2,5 su bardağı kadar süt veya yoğurt, 1-2 köfte kadar et veya 1 porsiyon kuru baklagiller tüketiliyorsa çocuk için protein alımı yeterlidir” dedi.
Okulların açılmasıyla birlikte öğrencilerin beslenme çantasına ne konulacağı, birçok ailenin gündeminde önemli bir yer alıyor. Veliler, çocuklarının hem enerjik hem de sağlıklı olmasını sağlamak için beslenme çantalarına hangi yiyecekleri koyabileceklerini araştırıyor. Peki, beslenme çantasına ne konur?
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Oğuz Özdemir, yaz aylarında gebeliği rahat geçirmenin yolları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Uzman isim, fazla ısının hamile kadınları savunmasız hale getirdiğine dikkati çekerek, “Yüksek sıcaklıklar rahim kasılmalarını ve potansiyel olarak erken doğumu tetikleyebilir” dedi.
Epilepsi yani halk arasındaki adıyla sara hastalığı, genellikle ömür boyu süren bir sağlık sorunu olarak biliniyor. Hastalığın neden olduğu nöbetler kontrol altına alındığında epilepsili birçok insan yaşamını normal bir şekilde sürdürebiliyor. Epilepsi hastalarında uygulanacak dengeli ve düzenli beslenme planı, nöbetlerin sayısının ve hastalığın zararlı etkilerinin azaltılması sürecine önemli katkıda bulunuyor. Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Betül Merd, epilepsi hastalarının beslenmesi konusunda bilgi verdi.
Uzmanlar, öğle saatlerinde, özellikle yaşlıların, çocukların, gebelerin ve kronik hastalığı olanların dışarı çıkmamalarını ve su tüketimine odaklanılmasını, hafif ve sulu yiyecekler tercih edilmesini tavsiye ediyor.
Yaz aylarında sıcağa karşı en büyük silahımız beslenme düzenimiz. Yediğimiz içtiğimiz besinler, uyguladığımız diyetler farkında dahi olmadan sağlığımız açısından büyük risk oluşturabiliyor. Diyetisyen Berna Arslan yazın uygulanan şok diyetlerin zararları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. İşte konuya ilişkin tüm detaylar...
Son zamanlarda acil servislere başvuran çocuk hastaların yarısının kusma ve ishal gibi belirtilerle geldiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nesiman Alili, gastroenterit vaka sayılarında yaşanan ani yükselişe dikkat çekti.
Uzm. Dr. Selin Tunalı Çokluk, son dönemde hava sıcaklıklarındaki aşırı artışın çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Çokluk, mide kramplarına sebep olabileceği için çok soğuk ve buzlu içecekler tercih edilmemesi konusunda da uyardı.
Dr. Yasin Yılmaz sıcak havalarda besinlerin bozulma riski arttığından besin kaynaklı zehirlenmelerin sık görüldüğünü bildirdi. Dikkat edilmesi gerekenlere dair uyardı.
Kurban Bayram'ında et tüketiminin artmasıyla birlikte anne adaylarının özellikle Toksoplazma riskine karşı dikkatli olması gerektiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Önder Sakin, “Vücutlarında Toksoplazma paraziti bulunduran bazı hayvanların etlerinin çiğ ya da az pişmiş olarak yenmesi ile insana bulaşabilen enfeksiyon hem anne adayı hem de bebek sağlığı açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle daha önce Toksoplazma geçirmemiş olan hamilelerin çiğ ete temas etmemesi, etleri iyi pişmiş olarak tüketmesi gerekir. Az pişmiş etlerde Toksoplazma dışında Salmonella, Brusella ve tenya gibi enfeksiyon riskleri de bulunmaktadır. Diğer yandan etlerin çok yüksek ısılarda uzun süre pişirilmesi de ette protein kaybına neden olmaktadır. Bu sebeple etlerin haşlama şeklinde pişirilerek tüketilmesini önermekteyiz" diye konuştu.
Boy, birçok kişi için hem estetik hem de özgüven açısından önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Uzmanlar özellikle, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde sağlıklı bir şekilde boy uzamasının beslenme alışkanlıklarıyla yakından ilişkili olduğunu belirtiyorlar. Peki, boy uzamasına yardımcı olan besinler nelerdir? Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç.Dr.Aybars Kıvrak, çocukluk döneminde boy uzamasının desteklenmesi gerektiğini belirterek nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıkladı. Ayrıca, yetişkinlik döneminde boy uzatma ameliyatlarının yapıldığını dile getiren uzmanlar, bu işlemin çok maliyetli ve ciddi riskleri olduğunu belirtiyorlar. Boy uzatma ameliyatı olanlardan biri de Psikolojik Danışman olan İbrahim Alğan. İbrahim Alğan, iğneden bile korkan biri olduğunu ve boy uzatma ameliyatı olmanın kendisi için oldukça zor bir karar olduğunu açıklayarak yaşadığı süreci posta.com.tr okuyucuları için anlatıyor.