Kitaplar çocukların bilişsel, duygusal, psiko-motor gelişimlerini destekleyen, dil, sosyal ve ahlaki gelişimlerine de doğrudan etki eder. Çocuklar kitap sayesinde düşünme, problem çözme, yaratıcılıklarını ve yeteneklerini geliştirme fırsatlarına sahip olurken, doğaya, insanlara, doğada gördüğü diğer canlılara ve olaylara karşı da hassasiyet geliştirmektedirler. Bunun yanı sıra kitap, çocukların kişilik gelişimine katkı sağlamakta, duygusal ve ruhsal ihtiyaçlarının karşılanmasında da önemli ölçüde etki etmektedir.
Çocuğun kitaba olan ilgisi konuşmadan önce başlar. Yapılan bir araştırmada 0-3 yaş arasındaki çocuklara resimli kitap okuma deneyiminin yaşatılmasıyla bu çocukların dil gelişimlerinin hızlandığını vurgulamaktadır.
Kitap okuma alışkanlığı bebeklikten itibaren kazandırılmalıdır. Ebeveynler bebeklere kitap okurken anlamayacaklarını düşünebilir. Bazen ebeveynler bebeklerinin kitabı sadece ısırmak istediklerinden ve hiç dikkatini veremediğinden şikayetçi olabilir fakat her şeye rağmen kitap okumanın bebeklerin tüm gelişim alanları için çok kıymetli olduğu unutulmamalıdır.
BEBEĞİNİZE KİTAP OKUMANIN FAYDALARI NELERDİR?
Okuma yazma bilmeden telefonla birçok şeyi başarabilen bir çocuğa, düzenli olarak kitap okuyarak gelişimine nasıl katkıda bulunursunuz hep birlikte göz atalım.
ÇOCUĞUMA NASIL KİTAP OKUMALIYIM?
Çoğu ebeveynin kokulu rüyası, ebeveyn- çocuk çatışmasının oldukça yoğun yaşandığı bir dönemdir. Bu çatışmaların yaşanması oldukça doğaldır. 2 yaş dönemine ait gelişimsel özelliklerin yansımalarını sendrom olarak adlandırmak pek doğru değildir. Avrupa'da kimi eveveynler ve pediatristler tarafından "Terrible Twos" yani, "korkunç ikiler" olarak da aldanldırılan 2 yaş sendromu 18-36 ay dönemini kapsayan bir süreçtir. İçinde bulunulan yaş döneminin belli özellikleri vardır.
2 yaş sendromu, anne- babaların sabırlarının tükendiğini hissettiği, çocuklarının davranış değişikliklerinin sıkça olduğu bir süreçtir. Bu dönemde çocuklardan çok sık “HAYIR” kelimesini duyarız. Karşılaşılan pek çok durumda çocukların müdahale etmek istediği olaylar vardır.
Çocuklar bu dönemde birçok şeyi kendi başlarına yapmak ister fakat içinde bulundukları gelişim döneminin özellikleri buna bir yere kadar izin verir. Gelişimleri kendilerini ifade edebilmeleri için yeteri kadar gelişmemiştir. Bu sınır çocuklarda öfke, yüksek sesle ağlama, ısırma, inatlaşma gibi davranışlar görülebilir.
BU DÖNEMDE EBEVEYNLER NELERE DİKKAT ETMELİ?
Her yaş döneminde olduğu gibi bu yaş döneminde de ebeveynlere çok fazla sorumluluk düşer. Çocuklara emir vermekten kaçınmak, sorumluluk almalarını desteklemek gerekir. Çocuklar, birey olduğunun anlaşılmasını ve duygularının anlaşılmasını ister. Bu dönemde çocukların yapmak istediklerine güvenli sınırlar çerçevesinde destek olmak önemlidir.
BU SÜREÇTE BEBEKLER NELER YAŞIYOR?
Bu dönem içinde çocuk dünyayı, çevresini, kişileri tanımaya ve keşfetmeye çalışır. İstedikleri olmadığında, yapmak istediklerini yapamadıklarını kendilerini engellenmiş hissederler. Artık yetişkin olmaya başladıkları, bebeklik döneminden çıkıp çocukluğa adım attıkları bir dönem içerisinde olduğunun farkındadırlar. Birçok şeyi kendi yapmak ister ve yardım teklif edilince reddeder.
Çocuklar isteklerini, duygu ve ihtiyaçlarını dil gelişim seviyelerinin yeterli olmadığından dolayı konuşarak anlatamadıkları için kendilerini ağlayarak ifade etmeyi seçerler. İhtiyaç, istek ve duygularını gelişim özelliklerinin sınırlılıkları dolayısıyla ifade edemediklerinde hırçın davranabilir, öfkeli olabilirler. Bebeklik döneminin artık bitmesiyle birlikte çocuklar bu yaş döneminde kendi özerkliğini kazanmaya başladığı bir dönem içindedir.
Çocuğa sorumluluk kazandırma için ne yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? Bir çocuğun görev ve sorumlulukları nelerdir, öğrenebilmesi için öncelikle ailelerin çocuğa bu konuda sorumluluk bilinci oluşturabilmesi gerekiyor. Çünkü bir çocuğun ilk öğretmeni ebeveynleridir. Bu anlamda bu yazımda sizler için sorumluluk sahibi çocuk yetiştirmek için bazı önemli noktalara değineceğim.
İLGİLİ HABER: Çocuğunuza sınır koyma nasıl olur? Çocuklarda sınır koyma aşamaları
“Oğlum/ kızım sorumluluk sahibi olmayı ne zaman öğrenecek?” sorusunu birçok ebeveynden sıkça duyarız. Elbette ki, çocuğu kendi ayakları üzerinde durabilen, özgüveni yüksek, kendini özgürce ifade eden, sorumluluk sahibi birey yetiştirmek her ebeveynin en büyük arzusudur. Bu sebeple sorumluluk becerisi kazandırma yolculuğunu iyi yönetmek, doğru yol haritası ve adımlarla bu yolculuğu sürdürmek önem arz eder.
Çocuklarımızın sorumluluk sahibi olmalarını istiyoruz ve diliyoruz, peki bunun için ne yapıyoruz? Çocuğunuzun kendi kendine sorumluluk almasını mı bekliyorsunuz yoksa öğretici rolü mü üstleniyorsunuz?
ÇOCUK, SORUMLULUK BİLİNCİNİ ÖNCE AİLESİNDEN, SONRA ÇEVRESİNDEN ÖĞRENİR
Sorumluluk becerisi, anne karnında öğrenilerek dünyaya gelinmeyen ya da çocukların kendi kendilerine öğrenip, geliştirilebildikleri bir beceri değildir! Sorumluluk becerisi küçük yaşta doğal olarak var olan çevre sebebiyle insanın içinde yer eder veya daha sonra dışarıdan verilen öğretiyle kazandırılır. Çocuklarda sorumluluk bilinci oluşturmanın yolu ebeveynlerinden geçer. Şüphesiz bir çocuğun ilk öğretmeni ebeveynleridir. Çocuklar doğdukları andan itibaren çok iyi gözlemci ve öğrenicidir. Çevrelerini, ebeveynlerini, akranlarını gözlemleyerek öğrenirler.
ROL MODEL OLUN
Tuvalet alışkanlığına her çocuğun hazır olması farklılık gösterebilir, 18-30. Aylarda çocuğun tuvalet alışkanlığı kazanması beklenmektedir. Tuvalet alışkanlığının ilk adımı çocuğun hazır bulunuşluğudur. Çocuğunuz kendini hazır hissediyorsa; ıslaklığından hoşnut değilse, kakasını ya da çişini yaptığında rahatsızlık duyup bezini çıkartmak atmak istiyorsa ve kuru kalma süresi uzuyorsa tuvalet alışkanlığı kazandırma sürecine başlayabilirsiniz. İşte çocuğunuza tuvalet alışkanlığı kazandırmada sürecinde bilmeniz gerekenler...
Sevgili ebeveynler, tuvalet alışkanlığına çocuğunuzu nasıl hazırlayacağınızı düşünüyor ve bir yol mu arıyorsunuz? Siz de tuvalet alışkanlığı konusunda tedirgin misiniz?
Tuvalet alışkanlığına her çocuğun hazır olması farklılık gösterebilir, 18-30. aylarda çocuğun tuvalet alışkanlığı kazanması beklenmektedir. Tuvalet alışkanlığının ilk adımı çocuğun hazır olmasıdır.
Çocuğunuz kendini hazır hissediyorsa; ıslaklığından hoşnut değilse, kakasını ya da çişini yaptığında rahatsızlık duyup bezini çıkartmak atmak istiyorsa ve kuru kalma süresi uzuyorsa tuvalet alışkanlığı kazandırma sürecine başlayabilirsiniz.
Çocuğunuz 18. aylarda yavaş yavaş hazırım işaretleri verse de 30. aya kadar beklenmesinde sakınca yoktur.
Çocuğunuz isteklerini ve ihtiyaçlarını söyleyebiliyorsa, yeterli dil gelişimi oluştuysa, çişinin veya kakasının geldiğini söyleyebiliyor olması önemli adımlardan bir diğeridir.
Eğer tuvalet alışkanlığı kazandırmaya başladıysanız ve bezi tamamen hayatınızdan çıkardıysanız ciddi anlamda hayatınızdan çıkardığınıza emin olmalısınız, çocuk bir bezli bir bezsiz olduğunda kazandırılmak istenen alışkanlık başa döner.
"Anne/ baba uyuyamıyorum/ kötü rüya gördüm, sizinle uyuyabilir miyim? Odamdan tıkır tıkır (bazı) sesler geliyor. Odamda hayalet var!" Bu cümleler size de tanıdık geldi mi? Korku nedir? Gece korkularıyla nasıl başa çıkabiliriz? Çocuğunuzun daha rahat bir gece uykusu deneyimi için ona nasıl yardımcı olabilirsiniz? Bu hafta sizler için çocuklarda gece korkusu üzerine yazacağım.
2-6 yaş dönemini kapsayan çocukluk çağı olarak adlandırdığımız dönemde zihinsel ve duygusal gelişimin doğal sonucu olarak korkular ortaya çıkmaya başlar. Korku en temel duygularımızdan bir tanesidir. Çocuk hayal ettiği, anlamını açıkça ifade edemediği, bilmediği ses ve durumlardan etkilenerek korku duyabilir. Gece korkularını çocuklarda günlük yaşamda korktuğu, kaygı ve endişe duyduğu, çözümleyemediği durumlara tepki olarak gözlemleyebiliriz.
Çocukluk çağındaki gelişimsel olarak gözlemlenen gece korkuları sıklıkla uykuya dalmakta zorlanma, karanlıktan korkma, kabuslar olarak sıralanabilir. Duyulan tıkırtı vb. sesler, izlenilen çizgi film/ filmlerdeki canavarlar, karanlık, hırsız ve hayalet korkuları en sık ifade edilen gece korkularıdır.
ÇOCUKLAR HANGİ YAŞLARDA NE TÜR RÜYALAR GÖRÜR?
Kabuslar ya da çocukların deyimiyle kötü rüyalar 3-6 yaş aralığında sıklıkla görülmektedir. 2 yaşlarında kovalanmak, canının acıdığına dair rüyalar (yaralanmak vb.), 3-4 yaşlarında hayal dünyaları gelişmeye başladıkça canavarlar ya da kötü insanlarla ilgili rüyalar, 5-6 yaşlarından itibaren ise kazalar, kaybolmak, anne ya da babanın çocuğu bırakıp gitmesi ve hayaletler ile ilgili rüya temaları ön planda olabilir.
5 yaş öncesi çocuklar rüya ile gerçeği ayırt etmekte zorlanabilir ve rüyalarında gördüğü zihninde canlandırdığı olayı gerçek olarak algılayabilirler. Bu sebepten ötürü gece korkuları onlar için oldukça gerçekçi ve korkutucudur. Çocuklar, rüyasında gördüğü ya zihninde canlandırdığı olayları gerçek olarak algılarlar.
ÇOCUĞUNUZUN GECE KORKUSUYLA BAŞETMESİNE NASIL YARDIMCI OLABİLİRSİNİZ?
Öncelikle her konuda olduğu gibi ebeveyn olarak sizin kalmanız oldukça önemlidir. Çocuklar ebeveynlerinin huzursuzluk, korku ve endişelerini hisseder.
Ülkemizde, halk arasında oldukça karıştırılan bir konuyu bu yazımda ele almak istedim. Çocuk gelişimci kimdir? Pedagog kimdir? İkisinin birbirinden farkı nedir? Hep birlikte inceleyelim.
“Biz pedagog arıyoruz, siz bize yardımcı olamazsınız.”
“Geçen gün bir pedagoga gittik, çocuğumun gelişim alanlarında gecikme olduğunu söyledi.”
Çocuk gelişimi alanında çalışan ve emek veren birçok hocam, meslektaşım yukarıdaki iki cümleyi meslek hayatları boyunca oldukça sık duymuşlardır. Öncelikle gelin hep birlikte bir yanlışı düzeltmekle başlayalım… Sıkça duyduğumuz pedagog unvanına sahip kişiler kimlerdir?
PEDAGOG KİMDİR, NE İŞ YAPAR?
Pedagog kelime anlamı olarak "eğitim bilimci, eğitimci" demektir. Yani pedagog çocuk eğitimcisidir; çocuk psikoloğu, çocuk gelişimci, çocuk psikiyatristi veya çocuk psikolojisi uzmanı DEĞİLDİR.
Ülkemizde 1982 yılında çıkarılan bir yasayla üniversitelerdeki "pedagoji bölümü" kapandı ve böylece devam eden yıllarda "pedagog" unvanı alan uzman olmadı. Pedagog unvanına sahip kişi 1982 yılından önce üniversite mezuniyetine sahip ise çocuklara eğitim verebilir, ailelere çocuk eğitimi konusunda danışmanlık yapabilir ama çocukları tedavi edemez. 1982 yılından sonra mezun olmuş herhangi bir kişi de pedagog unvanına sahip olamaz.
ÇOCUK GELİŞİMCİ KİMDİR?
Motor gelişimi, kişinin vücut hareketlerini kontrol etme yeteneğini temsil eden, büyüdükçe daha da gelişen bir terimdir. Motor beceriler ve motor kontrolü doğumla birlikte başlar ve insan büyüdükçe gelişmeye devam eder. Motor gelişimi bir piramit gibidir. Her bir gelişim dönemi bir diğerinin üzerine kurulur. Bu yüzden bir dönemin sağlıklı tamamlanması diğer dönemin ilerleyişini de etkilemektedir.
Çocuk gelişiminde her bir gelişim alanı ayrı ayrı çok önemli olmakla birlikte 0–6 yaş arasındaki çocukların kas gelişimi çok önemlidir. Motor becerilerinin geliştirilmesine yönelik destek bu dönemde mutlaka aile tarafından sağlanmalıdır.
İyi bir motor kontrole sahip olmak, çocukların çevrelerini keşfetmelerine yardımcı olur ve bu da diğer bir çok gelişim alanına yardımcı olabilir.
Gelişim alanlarının her biri diğer gelişim alanlarıyla bir bütünü oluşturur. Gelişim alanları birbiriyle etkileşim halindedir. Gelişim alanlarından birinde yaşanan olumsuzluk diğer gelişim alanlarını da etkiler. Motor beceri gelişimini desteklemek için yapılabilecekler kadar gelişimde meydana gelen gecikmeleri fark etmekte oldukça önemlidir.
Motor beceriler iki kategoriye ayrılır.
Her iki motor becerisine hakim olmak çocukların büyümesi ve bağımsızlığı için son derece önemlidir.
Gelişimde herhangi bir gerilikten şüpheleniyor veya gelişimi desteklemek için farklı neler yapabileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Alanında tecrübeli ve gelişimsel değerlendirme testlerini uygulayabilecek yetkinlikte olan çocuk gelişimcilere başvurmanızı öneririm.
1-2 yaşta veya 3 ya da 4 yaşta motor beceleriler farklıdır. Zamanla ince motor ve kaba motor beceriler gelişir. Şimdi yaş dönemlerine göre motor becerilere daha yakından bakalım.
Çocukların ailelerinden gördükleri tutumlar onların kişiliklerine, benlik algılarına ve çevresindeki insanlarla olan ilişkilerine etki ediyor. Çünkü çocuğun karakteri ve benlik algısı ebeveyninin ona yönelttiği tutumların bir yansıması. Bu da çocuğun sağlıklı bir birey olarak yetişebilmesinde ebeveyninin bilinçli ve farkındalıklı olmasını gerekli kılıyor. Bu haftaki yazımda serbest ebeveyn tutumundan, otoriter veya ilgisiz ya da kayıtsız anne baba tutumlarına kadar ebeveynler tarafından bilerek veya farkında olmadan geliştirilen bazı tutumların çocuğun karakterine etkilerini ve çocuğunuzla iletişim kurarken nelere dikkat etmeniz gerektiğini anlatacağım.
Erken çocukluk dönemi, çocukların gelişimi konusunda kritik bir zaman dilimini oluşturmaktadır. Bu dönemde çocukların gelişimine birçok faktör etki etmektedir. Bu faktörlerin en önemlilerinden birisi de ailedir, çocuğun çok yönlü olarak gelişimine etki eder.
Çocukların ailelerinden gördükleri tutumlar onların kişiliklerine, benlik algılarına ve çevresindeki insanlarla olan ilişkilerine etki etmektedir.
Çocuğun büyümesinde ve gelişmesinde, ailenin çocuğa yaklaşımı sosyal gelişiminin temellerinin atılmasında etkili olabilmektedir.
Ebeveyn tutumları çocuğun benlik ve dolayısıyla karakter gelişiminde son derece önemlidir. Çünkü çocuğun karakteri ve benlik algısı ebeveyninin ona yönelttiği tutumların bir yansımasıdır. Bu da çocuğun sağlıklı bir birey olarak yetişebilmesinde ebeveyninin bilinçli ve farkındalıklı olmasını gerekli kılmaktadır.
EN YAYGIN GÖRÜLEN EBEVEYN TUTUMLARI VE ÇOCUKLARA ETKİLERİ
Ailede çocuğa karşı gösterilen tutumlar, aile yapısıyla birlikte çocuğun kişilik gelişimi üzerinde oldukça büyük rol oynamaktadır. En yaygın görülen ebeveyn tutumlarını ele alacak olursak: